Tamamlayici Tip Uygulamalari- Akupunktur - PowerPoint PPT Presentation

1 / 95
About This Presentation
Title:

Tamamlayici Tip Uygulamalari- Akupunktur

Description:

* * * * * * * * * * * * * * * * Holanda da akupunturla anestezi yap larak ineklere sezaryenle do um yapt r lmaktad r. B ylece genel anesteziklerin yan ... – PowerPoint PPT presentation

Number of Views:1324
Avg rating:3.0/5.0
Slides: 96
Provided by: onkohemOr
Category:

less

Transcript and Presenter's Notes

Title: Tamamlayici Tip Uygulamalari- Akupunktur


1
Tamamlayici Tip Uygulamalari- Akupunktur
  • 4. TIBBI ONKOLOJI KONGRESI
  • Dr.Ibrahim Devrim Gürsoy
  • 22 Mart 2012
  • Cornelia Diamond Hotel,Antalya

2
(No Transcript)
3
  • Geçtigimiz yüz yil modern tip ve alternatif
    tibbin karsilikli birbirini ret eden yaklasimi
    ile geçmis, ancak 20. yüzyilin sonlarinda bu iki
    yaklasim kismen bir baris içine girmis ve
    birbirlerini sorgular olmuslardir.

4
  • Modern tip uygulamalarinda ciddi gelismeler
  • Alternatif tedavi yöntemlerinin bilimsel
    çerçevede sorgulanmasi ve katki saglayabilecek
    kanitlanmis uygulamalarin (özellikle yasam
    kalitesine katki saglayan yöntemlerin) klinik
    pratiklere entegrasyonu

5
  • Kanser gibi takip ve tedavi süreci son derece
    güç olan bir hastalik seyrinde hastaya katki
    saglayacak (tedavi basarisina veya yasam
    kalitesine) güvenilir ve uygulanabilir, maliyeti
    uygun yöntemlerin aranmasi ve denenmesi
    kaçinilmaz olacaktir.

6
Kanserde tamamlayici tip yöntemleri
  • Tamamlayici tip yöntemlerinin (destek ve tedavi
    amaçli) bilimsel yöntemler ile yapilan
    karsilastirmali klinik çalismalar sonrasi güvenli
    ve etkin bulunan, dogrudan kanser tedavisini
    hedeflemeden kanser ve kanser tedavilerinin yan
    etkilerini azaltmayi hedefleyen uygulamalardir.
  • Dünyada kabul gören bu tür uygulamalar çogunlukla
    kanserde destek tedavi uygulamalari ve yasam
    kalitesini artirmaya yönelik uygulamalar ile
    sinirlidir.Bu yöntemlerin birincil tedavi
    (kanseri tedavi etme) yöntemi olarak kullanimlari
    söz konusu degildir.

7
  • Amerika'ya 2004 yilinda kurulan Entegratif
    Onkoloji Dernegi (Society for Integratif
    Oncology) bu alanda ortaya çikan kanitlardan yola
    çikarak 2007 yilinda bir rehber hazirlamistir.
  • Bu rehber hekim ve hastalara tamamlayici ve
    alternatif tedaviler konusunda bilimsel kanitlar
    esliginde öneriler sunmaktadir.

8
Amerikan Integratif Onkoloji Dernegi (SIO)
tarafindan 2007 yilinda yayinlanan integratif
(bütünleyici) tip uygulamalari rehberi
önerileri
  • Hastalara TAT kullanip kullanmadigi sorulmali.
  • Hastalara TAT hakkinda kanita dayali rehberler
    sunulmali.
  • Beyin-Vucut modaliteleri , anksiete, mood
    bozukluklari, kronik agri ve yasam kalitesini
    artirmak için önerilmeli.
  • Kemoterapiye bagli erken bulanti kusmada, yanit
    alinamiyorsa akupunktur önerilmeli.
  • Radyoterapiye bagli agiz kurulugunda akupunktur
    önerilmeli.
  • Masaj onkoloji alaninda egitimli masaj
    uzmanlarinin yapmasi kosulu ile önerilmeli
    (anksiete, agri, lenf drenaji).
  • Kanserli hastalarda sigara klasik yöntemler ile
    birakilamiyorsa akupunktur önerilmeli
  • KT sirasinda egzersiz fiziksel ve mental
    fonksiyonlara katki saglar, önerilmeli.
  • Yüksek doz C vitamini ve A vitamininden
    kaçinilmali.

9
Tamamlayici Tip
  • Hasta istegiyle baslanilabilen veya çagdas tip
    tedavilerini destekleyici olarak hastanin
    rahatlamasi, bagisiklik sisteminin güçlenmesi,
    psikolojisinin düzelmesi amaciyla uygulanabilen
    tedavi yöntemidir.

10
Tamamlayici tibba tümüyle karsi çikanlarin
argümanlari
  • Bilimsel kanit eksikligi,
  • Uygulayicilarinin yeterliligine dair herhangi
    bir sertifikasyonun olmayisi,
  • Gereksiz ümit

11
Tamamlayici tibbi kismen destekleyen argümanlar
  • Daha genis bir grup
  • Tedavi islemleri sirasinda ortaya çikabilecek
    bazi yan etkileri ortadan kaldirabilir
  • Hastanin psikolojisine olumlu etki yapar
  • Bilimsel olarak zararli oldugu ortaya
    konulmadigi ölçüde destek verilmeli
  • Her iki alanin faydali ögelerini biraraya
    getirerek bütünleyici (integrative) tedaviler
    gerçeklestirilmesi mümkündür

12
Tamamlayici tibbi tümüyle destekleyen argümanlar
  • Alternatif tip uygulamalarinin insani
    fizik-psisik-ruhsal boyutlariyla oldugu kadar
    bütüncül (holistik) bir yaklasimla ve dogayla
    iliskisi içinde degerlendirir,
  • Bu yüzden kisiyi konvansiyonel tibbin yan
    etkileriyle maruz kalmaktan korur ve tam bir
    sagaltim saglar

13
Olumsuz Elestiri Kaynaklari
  • Ilaç Etkilesimleri
  • Güvenlik
  • Bilimsel Kanit Eksikligi

14
Tamamlayici Tedavi YöntemleriTarihi/Kadim
Yöntemler
Ayurveda
Akupunktur Geleneksel Mogol Tibbi
Geleneksel Anadolu Halk Hekimligi Çigong
Herbalism Tui Na
Hipertermi Yoga
Siddha Homeopati
Unani Bitkisel tip
15
Tamamlayici Tedavi YöntemleriÇagdas Yöntemler

Ortomoleküler tip Kiropraktik
Oksijen terapisi Osteopati
Ozon terapisi Diyet takviyesi
Detoksifikasyon terapisi Elektromanyetik alanlar
Aromaterapi Masaj
Selasyon terapisi Reiki
Homeopati
16
Siniflandirma
  • 1Geleneksel uzak dogu tibbiyla baglantili
    terapiler
  • 2 Ayurveda (geleneksel Hindu) tibbiyla baglantili
    terapiler
  • 3 Masaj ve uyarim esasli terapiler
  • 4 Zihin ve vücut terapileri
  • 5 Naturopati esasli terapiler
  • 6 Benzeri olmayan terapiler

17
Geleneksel uzak dogu tibbiyla baglantili
terapiler
  • Akupunktur (Akupresür)
  • Fitoterapi (Bitki tibbi)
  • Reiki
  • Shiatsu
  • Kineziyoloji
  • Duygusal Özgürlük Teknigi (EFT)

18
Ayurveda (geleneksel Hindu) tibbiyla baglantili
terapiler
  • Aromaterapi
  • Yoga
  • Fitoterapi (Bitki tibbi)

19
Masaj ve uyarim esasli terapiler
  • Kiropratik
  • Osteopati
  • Refleksoloji
  • Masaj
  • Nöral terapi (Neural therapy)

20
Zihin ve vücut terapileri
  • Otojenik egitim
  • Hipnoz
  • Iyilestirici dokunma
  • Meditasyon
  • Rahatlama ve görsellestirme

21
Naturopati esasli terapiler
  • Dogal tip
  • Beslenme tibbi
  • Naturopati

22
Benzeri olmayan terapiler
  • Homeopati

23
KEMOTERAPIDE OLUSABILECEK YAN ETKILER
  • Tedavinin cinsi, süresi, verilis yolu hastaliga
    göre degisebildigi gibi, ilaca karsi olusan
    dirence, tedaviye alinan cevaba, hastadan hastaya
    veya hastanin durumuna göre degismektedir.
  • Kemoterapide kullanilan ilaçlarin yarari olmakla
    birlikte maalesef istenmeyen bazi yan etkileri
    vardir.
  • Istenmeyen bu yan etkiler hastaya, ailesine ve
    tedavi ekibine çözülmesi gereken ek sorunlara
    neden olmaktadir.
  • Istenmeyen yan etkiler bazen o kadar siddetli
    olmaktadir ki tedavinin kesilmesine bile neden
    olabilmektedir.
  • Bu yan etkilerin önlenmesi veya siddetinin
    azaltilmasi tedavi uygulayan ekip, hasta ve
    ailesinin isbirligi ile yapilmalidir.

24
Kemoterapinin Yan Etkileri
  • Alerjik reaksiyonlar
  • Igne giris yeri ile iliskili yakinmalar
  • Bulanti ve kusma
  • Istahsizlik ve tad alma bozuklugu
  • Ishal
  • Kabizlik
  • Agiz yaralari
  • Yorgunluk ve halsizlik
  • Saç dökülmesi
  • Deri ve tirnak degisiklikleri
  • Idrarin kirmizi renkte gelmesi
  • Isiga karsi duyarlilik
  • Böbreklere olan etki
  • Seks organlarina etki
  • Lökositlerin (akyuvarlar) azalmasi ve atesli
    durumlar
  • Eritrositlerin (alyuvarlar) azalmasi
  • Trombositlerin azalmasi
  • Agri
  • Hafizada degisiklilkler

25
RADYOTERAPININ OLASI YAN ETKILERI
  • Radyoterapinin amaci kanserli hücreleri yok
    etmektir, ama bu arada tedavi alani içinde kalan
    saglikli hücreler de etkilenecektir.
  • Bu sekilde ortaya çikabilecek yan etkiler çogu
    zaman hafif olmakla beraber, bazi hastalarda
    önemli sakincalar yaratabilir.

26
  • KANDA GÖRÜLEN YAN ETKILER
  • Eritrositler (Alyuvarlar)
  • Lökositler (Akyuvarlar)
  • Trombositler
  • CILTTE GÖRÜLEN YAN ETKILER
  • BÖLGESEL YAN ETKILER

27
  • Bas ve Boyun Bölgesi Radyoterapisindeki Olasi Yan
    Etkiler
  • Dislerle ilgili yan etkiler
  • Agiz boslugu ve boyuna ait yan etkiler
  • - Istah azalmasi ve ona bagli etkiler.
  • - Ses degisiklikleri
  • - Saç ve kil dökülmesi
  • Gögüs Kafesi Bölgesi Radyoterapisindeki Olasi Yan
    Etkiler
  • - Yutma zorlugu - Bulanti-kusma - Nefes
    darligi, öksürük
  • Mide ve Karin Bölgesi Radyoterapisindeki Olasi
    Yan Etkiler
  • - Ishal - Bulanti-kusma - Istah
    azalmasi ve kilo kaybi - Idrar yaparken agri

28
Tamamlayici Tedavi Tipleri Ki-Gonk
  • Ki enerji veya nefes, Gonk ise beceri anlamina
    gelir.
  • Ki-gonk nefes egitimine yönelik bir uygulamadir.
  • Taocularca uygulanan bir yöntemdir. Taocu saglik
    ve zindelik adina, dövüs sanatlarindaki
    becerisini artirmak veya ruhsal güçünü
    gelistirmek için Ki-gonk seçer.

29
Manyetik terapi
  • Manyetik alan etkilesimine dayanan fiziksel bir
    tedavi yöntemidir.
  • Manyetik alan vücut dokularini uygun bir sekilde
    etkileyerek hücre zarlarinin geçirgenligini
    arttirir.Bu manyetik etkilesim hücre zarlarinda
    madde alisverisini mümkün kilar.
  • Böylece bir fabrika gibi çalisan hücrenin,atik
    maddeleri ve toksinleri bünyesinden
    uzaklastirarak su,besin vb.maddeleri alarak
    islevini canlilik içinde sürdürmesi mümkün
    olmaktadir.

30
Reiki
  • Reiki vücudun kendi kendini tedavi eden dogal
    yetenegini destekler
  • Reiki ruha ve vücuda canlilik verir
  • Reiki ruhi denge ve zihinsel mükemmelligi
    yeniden tesis eder
  • Reiki vücut enerjisini dengeler
  • Reiki bloke edilmis enerjiyi çözer ve toplam
    gevseme durumu gelistirir
  • Reiki alicinin ihtiyacina göre kendini ayarlar.
  • Reiki hayvan ve bitkileri de etkiler
  • Reiki en üst derecede rahat ve tamamlayici bir
    tedavi metodudur.

31
  • AKUPUNKTUR Deri
  • üzerinde belirli noktalara çok ince altin,
    gümüs yada çelik igne batirilarak uygulanan bir
    tedavi sistematigidir.
  • Akupunktur noktalari, vücut yüzeyindeki çizgisel
    meridyenler üzerinde yerlesmislerdir.
  • Acus delmek,
  • Puncture ignelemek

32
  • MÖ 3000 de Çinde uygulanmaya baslanmis
  • Han Hanedani (MÖ 206MS 220) döneminde, teorik ve
    pratik bilgileri belirlenmis
  • MÖ 2. yy Huan Di Nei Jing Yellow Emperors
    Classic of Internal Medicine
  • MS 1100 Ibni Sina meridyenlerden bahsediyor.

33
Temel Kavramlar
  • Canli, canliligini belirli bir denge içinde
    yürütür. Bu dengeyi tanimlamak için akupunktur
    Ying ve Yang kavramlarini kullanir.
  • Eger Yin ve Yang denge halinde iseler canlinin
    sagligi yerindedir.

34
TAIJIBÜYÜK KUTUPLULUK
  • YIN Toprak, kadin, gece, ay, kisalik,
    agir olma,düsmeye meyil, iç organlar, kan,
    eksizlik
  • YANG Hava, erkek, gündüz, hafiflik, deri,
  • dis organlar, Qi, fazlalik

35
  • Yin ve Yang arasindaki etkilesim Qiyi
    üretir.
  • Qi bi polar enerji akisini saglar
  • Esas olarak iki Qiden bahsedilir birisi dogustan
    kazanilan Qidir, digeri ise disaridan hava ve
    besinlerlen alinan Qidir.
  • Iste bu iki Qinin birlesmesi ile canliliktaki
    süreklilik olusur. Bu iki Qinin birlesmesiyle
    olusan diger Qiler organlarda depolanip
    organlarin fonksiyonlarini yerine getirmesini
    saglar.
  • Akupunktur igneleri ile Qiye ulasilir. Bu Qi,
    vital Qi kanallarda dolasir. Qi vücutta 3 sekilde
    bulunur. Yüzeyel Qi kanallar boyunca akar.

36
  • Yüzeyel Qi 14 çift düzenli ve 8 ekstra kanal
    arasinda dolasir. Bu kanallar birbirlerine
    kollateraller ile baglidir. Saglikli kisilerde,
    kanallarda, kesintisiz bir sekilde bu enerji
    dolasir. Radyoizotoplarin enjeksiyonlari ile
    kanallarin varligi gösterilmistir.
  • Robert O. Becker, kanallarin varligini bazi
    elektriki ölçümlerle göstermistir. Meridyenlerde
    elektrik akiminin geçisine direnç, yani empedans
    daha düsüktür. Meridyenler noktalarin birlesmesi
    ile olusurlar.

37
(No Transcript)
38
(No Transcript)
39
  • GENOVA (1989)
  • Akciger Meridyeni Lung Meridian LU
  • Kalin Bagirsak M. Large Intestine M. LI
  • Mide Meridyeni Stomach Meridian ST
  • Dalak Meridyenii Spleen Meridian SP
  • Kalp Meridyeni Heart Meridian HT
  • Ince Bagirsak M. Small Intestine M. SI
  • Mesane Meridyeni Bladder Meridian BL
  • Böbrek Meridyeni Kidney Meridian KI
  • Perikardium M. Pericardium M. PC
  • Üçlü Iisitici M. Triple Energizer M. TE
  • Safra Kesesi M Gallbladder Meridian GB
  • Karaciger M. Liver Meridian LR
  • Yönetici Damar M. Governor Vessel M GV
  • Alici Damar M. Conception Vessel M CV

40
AKUPUNKTUR NOKTALARI BATI TIBBINDA EN AZ
TARTISILAN KONULARDAN BIRIDIR
  • Avusturyali histolog Dr. Kellner, on bin
    milimetrekarelik deri parçasi üzerinde,
  • 20.000 histolojik kesit,
  • Reseptör sayisi bir kat daha fazla, (0.16/0.32)
  • Kesitlerin 80ninde akupunktur noktalarinda
    arter, ven ve sinirler birlikte fasiyayi delerek
    yüzeye çikiyorlar

41
AKUPUNKTUR NOKTALARINA ÖZEL OLAN NEDIR?
  • Akupunktur noktalari ve sinir bloklari için olan
    yerlesimler benzerdir.
  • Katz J, Melzack R. Referred sensations in
    chronic pain patients. Pain 1987 28 51-6.
  • Kaptchuk TJ. Acupuncture theory, efficacy and
    practice. Ann Intern Med 2002 136 374-83.
  • Akupunktur noktalarinda siklikla sinir lifleri ve
    vasküler yapilar konsantre halde bulunur.
  • Akupunktur noktalari siklikla derin fasia
    katindan geçer.
  • Langevin HM et al. Relationship of acupuncture
    points and meridians to connective tissue planes.
    Anat Rec 2002 65 269-257.

42
  • Akupunktur noktalari çevrelerindeki deri alanina
    oranla daha düsük elektrik dirence ve daha yüksek
    elektrik potansiyeline sahiptirler.
  • Akupunktur noktalari elektrik dirençleri düsük
    oldugu için ölçme aletleri ile kolayca
    bulunabilir. Alman Dr. Woll noktalarin bu
    özelliginden faydalanarak 1959da
    elektroakupunkturun temel ilkelerini
    olusturmustur.

43
  • Akupunktur anindaki etkiler objektif ve
    subjektiftir. Subjektif etkilerin basinda
    igneleme aninda duyulan hafif aci gelir. Diger
    subjektif his Çinlilerin DE-QI dedikleri
    uyusukluk, agirlik, agri ve gerilim tarzi tuhaf
    bir histir. Basarili bir analjezi elde etmek için
    DE-QI denilen bu hissi hastanin algilamasi
    gerekir.

44
  • A delta liflerinin uyarilmasiyla meydana gelen
    keskin bir agri
  • C liflerinin uyarilmasiyla meydana gelen künt bir
    agri
  • Basinca duyarli korpüsküllerin uyarilmasiyla
    agirlik hissi
  • Kapiller ve arteriollerin lokal vazodilatasyonuna
    bagli olarak ignenin etrafinda kirmizi bir halka
    olusmasi
  • Mikrosirkülasyonun artmasina bagli olarak igne
    çevresinde sicaklik hissi
  • Elektriksel stimülasyona veya manipülasyona bagli
    parestezi hissi

45
AKUPUNKTURUN ETKILERI
  1. ANALJEZIK ETKI
  2. HOMEOSTATIK ETKI
  3. IMMÜNITEYI ARTIRICI ETKI
  4. SEDATIF ETKI
  5. PSIKOLOJIK ETKI
  6. MOTOR IYILESTIRICI ETKI

46
1.ANALJEZIK ETKI
  • Agri her zaman subjektiftir,
  • Hos olmayan bir duygu tecrübesidir,
  • Heyecanlanma vardir,
  • Doku hasari veya doku hasari olma egilimi
    vardir,
  • Emosyonel bir bozukluktur (limbik sistemdeki
    anormal bir aktiviteden dogar).

47
KAPI KONTROL TEORISI
  • 1965, Melzack ve Wall,
  • Agri talamokortikal sisteme sinir impulsu
    ulastigi zaman ortaya çikar. Agri
    hissedilebilmesi için impulsun belli bir
    seviyenin üzerine çikmasi gerekir. Impuls akisini
    sinir sistemindeki kapilar düzenler.
  • Kapilar substansia jelatinozada.
  • Arka kök lifler bu nöronlar ile sinaptik baglanti
    kurarlar. Buradan talamus ve kortexe aktivite
    iletilir.

48
  • Posterior kökteki ince, miyelinli A grubu
    delta lifleri agri lifleridir. Kapiyi açarak
    agrinin geçisini saglarlar.
  • Kalin, miyelinsiz C lifleri ise kapiyi
    kapatarak agriyi önlerler. Bu kalin lifler
    dokunma ve basinç reseptörlerine baglidirlar.
  • GATE TEORISI BIZE DOKUNMA VE BASINÇ
    RESEPTÖRLERINE BASARAK AGRI HISSININ NASIL
    KÖRELEBILECEGINI AÇIKLAR.
  • Akupunktur uygulamasi ile miyelinsiz ve kalin
    agri liflerinden olusan C lifleri uyarilirlar. Bu
    liflerin uyarilmasi ile agri impulsu iletimine
    izin veren kapilar kapanarak agri önlenir.

49
NOSISEPTIF AFFERENT SISTEM TEORISI
  • Agrinin kendisine has bir afferent sistemi
    vardir ve bu normalde inaktiftir.
  • Agri dokularda bir patoloji oldugunda ortaya
    çikan bir duygudur. Nosiseptive denilen agri
    reseptörleri asiri derecede mekaniksel, sicak,
    soguk ve kimyasal etkilerle aktive olurlar.
    Nosiseptörlerden gelen ince afferent lifler
    anterolateral trakt ile beyne ulasir ve limbik
    sistemde agri algilanir.
  • Ayni yerde bulunan mekanoreseptörlerden
    merkezlere tasima yapan afferent lifler ise
    kalindir ve bunlarin uyarilmasi nosiseptif
    afferent impulsun beyne tasinmasi üzerinde
    inhibisyon etkisi yaratir.

50
  • Mekanoreseptörler aldiklari inhibitör impulsu
    tasirken nosiseptif afferent impulsun beyne
    tasinmasini engellerler. Eger mekanoreseptör
    afferent aktivitesi yüksek tutulursa agri
    kortexe ulasmaz.
  • NOSISEPTIF AFFERENT SISTEM TEORISI, DOKU
    VIBRASYONU VE ELEKTRIKSEL SITIMÜLASYON YADA
    AGRIYAN YERE MASAJ YAPILMASI ILE ELDE EDILEN
    ANALJEZIYI AKUPRESSOR MEKANORESEPTÖRLERIN
    UYARILARAK NOSISEPTIF AFFERENT LIFLERLE TASINAN
    AGRI IMPULSUNUN INHIBE EDILMESI ILE IZAH EDER.

51
  • Akupunktur igneleri ile mekanoreseptör
    afferentlerin stimülasyonu agriyi giderir.
  • Bu sistemde mekanoreseptör afferentleri
    inhibitör etkilidir, nosiseptif afferent
    aktivitenin santral sinir sistemine girisinde
    supressiv etki olustururlar.

52
ENDORFIN TEORISI
  • Talamo-kortikal algilama ile talamusdan
    kortexin 3 bölgesine lifler uzanir. Paryetal
    bölgenin aktive olmasi kisinin agri hissetmesine
    sebep olur. Ayni zamanda agrinin vücutta hangi
    dokuda oldugunun ve agrinin yakici, zonklayici,
    biçak saplanir gibi kalitatif özelliklerini de bu
    bölge algilar. Bu sistemde aci algilanmaz, Aci
    frontal lobda limbik sistemde algilanir. Temporal
    bölgede de hafizaya islenir. Beynin bu üç
    bölgesindeki nöronlarin uyarilirligi retiküler
    nöronlar ile ilgilidir. Retiküler nöronlarin
    uyarilabilirligini birçok faktör degistirebilir.

53
  • Retiküler nöronlarin aynen periferdeki
    mekanoreseptörlere benzer görevleri vardir. Bu
    sistemden çikan aksonlar spinal kordan asagiya
    iner ve apikal spinal internöronlar ile sinaps
    yapip onun üzerinden inhibisyona sebep olurlar.
    Yani nosiseptif afferentlerin iletimi hem
    mekanoreseptör afferentlerle hem de retiküler
    axonlarla engellenir. Bu inhibisyonun bir sekli
    orta beyinden salinip BOSa geçen endorfinlerin
    retiküler sistemi etkileyip periferal nosiseptif
    etkiyi engellemesidir. Endorfinler retiküler
    sistemin aktivitesini artirir ki o da inhisyonu
    artirir.
  • AKUPUNKTUR UYGULAMASI ENDORFIN DÜZEYLERINDE
    ARTISA NEDEN OLMAKTADIR.

54
2. HOMEOSTATIK ETKI
  • Otonom sinir sistemi iç organlarin çalismalarini
    sürekli ve otomatik olarak kontrol eder.
  • Homeostasi iç sartlarin sabit sekilde muhafazasi
    demektir.
  • Homeostazis vücudun sempatik ve parasempatik
    sisteminin dengeli çalismasi ile olmaktadir.

55
  • Derideki özel noktalar uyarilinca özel sinirler
    uyarilir.
  • Elektriksel impulslar spinal korda ve beynin alt
    merkezine ve buradan da hastalikli alana
    giderler.
  • Vücudun her bir parçasi sinirle kontrol edilir.
  • Parça ne kadar küçük olursa olsun bu degismez.
    Bir sinir bir çok sinirle beraber gruplar
    olusturur.

56
  • Vücudun belli bir kismi bu grubun direkt ve
    indirekt bir sekilde kontrolü altindadir.
  • Bu gruptan bir sinirin uyarilmasi ile vücudun o
    parçasi etkilenmis olur.
  • Bu etki bazen aktivite artisi bazen ise azalisi
    seklinde olabiliyor.

57
  • Akupunktur otonom sinir sistemi üzerinden,
    homeostazi saglar,
  • su ve elektrolit dengesini düzenler, vital
    fonksiyonlari düzenleyici etki gösterir

58
3. IMMÜNITEYI ARTIRICI ETKI
  • Akupunktur hastaliklara karsi vücudun direncini
    artirir.
  • Lökositlerin sayilarinda, opsoninlerin,
    kininlerin ve antikorlarin ise seviyelerinde
    degisiklik yapar.

59
  • Immün aktivitenin düzenlenmesi üç faktörle
    olusturulur.
  • Sitokinler
  • Timik hormonlar ve ilgili maddeler
  • Siklik nükleoidler
  • Akupunkturun sitokinler üzerinde etkin oldugu
    gösterilmistir.
  • T lenfositlerden interferon salinimini artirir.
  • Lökosit sayisi akupunkturu takiben üç saat sonra
    artar. Bu artis 24 saat devam eder.

60
  • Kc retiküloendoteliyal sistem hücrelerinde
    fagositik aktivite 6. günde 49, 12. günde 63
    oraninda artar.
  • Baslangiçta Ig M artar, 5. güne dogru azalir.
  • Li 4 ve St 36 noktalarinin uyarilmasi ile T
    helper hücrelerinin sayisinda artis gözlenmistir.
  • AKUPUNKTUR HÜMORAL VE HÜCRESEL IMMÜN
    FONKSIYONLARI ARTIRIR.

61
  • Immün sistem ile akupunkturun en önemli birlesme
    kavsagi sinir sistemidir.
  • Sinir sistemi hem immün sistemi modüle eder, hem
    de akupunktur mekanizmasinda rol oynar.

62
AKUPUNKTURDA NÖRAL MEKANIZMA
  • Akupunktur noktasinin sinirlerden arindirilmasi
    noktanin tedavideki etkinligini ortadan kaldirir.
  • Akupunktur stimülasyonuna cevap ya direkt nöral
    yollarla veya nöro kimyasal islevler
    (nörotransmitör, nöromodülatör, nörohormonlar)
    veya humoral ve hormonal yollarla olur.

63
YAPILAN HAYVAN ÇALISMALARINDA SU TESBITLER
YAPILMISTIR
  • Elektroakupunktur, mast hücrelerinin
    degranülasyonunu artirarak, histamin, serotonin
    gibi mediatörlerin salinimini saglar.
  • Redüklenmis glutatyonu artirir. Bu etkisi
    hipofizektomi, adrenalektomi, sempatektomi ve alt
    ekstremitelerin denervasyonu ile azalir.
  • Lökosit sayisi 30 dk sonra düser sonra yükselmeye
    baslar üçüncü saatte 168e kadar artis orani
    gözlenebilir.

64
  • Albümin, alfa-1 ve alfa-2 globülinleri artar.
  • Plazmanin bakterisidal gücü artar.
  • Antikor üretimi artar.
  • Fagositik index artar.

65
4.SEDATIF ETKI
  • EEG de delta ve teta dalgalari azalir. Bu yüzden
    uyku bozukluklarinin tedavisinde kullanilir.
  • Seans sirasinda uykuya siklikla rastlanir.
  • Tedavi sonucu kisiler kendilerini dinlenmis ve
    stresten arinmis hissedeler.
  • Bu özelliginden dolayi akupunktur epilepsi, ilaç
    bagimliligi, fobiler, davranis bozukluklari,
    anxiete tedavilerinde kullanilir.

66
5.PSIKOLOJIK ETKI
  • Akupunkturun sakinlestirici ve yatistirici etkisi
    vardir.
  • Bu etki dopamin, gibi beyindeki bazi
    kimyasallarin degismesi sonucudur.
  • Sempatoadrenal sistemin hiperaktivasyonu ile
    olustuguna inanilan anxiete, endorfinler ile
    giderilebilir.
  • Dopamin salgilatilarak da bir çok psikolojik
    rahatsizlik tedavi edilebilmektedir.

67
Akupunktur Etkilerini Açiklamak Amaciyla Ileri
Sürülen Teoriler
  • A.NÖROLOJIK TEORILER
  • Somato Visseral Teori (Ishikawa, 1949-62) (Felix
    Mann, 1960)
  • Kapi Kontrol Teorisi (Melzack, Wall, 1965)
  • Multiple Kapi Teorisi (Zhang Xingtong, 1970)
  • Talamik Integrasyon Teorisi (Zhang Xinghong,
    1972)
  • Otonomik Nöron Teorisi (Tirgoviste, 1973)
  • Talamik Nöron Teorisi (Tsun-Nin Lee, 1977-78)
  • Motor Kapi Teorisi (Jayasuria ve Fernando, 1977)
  • Kortikal Inhibisyon Sorround Teori
    (Neo-pavlivian)

68
  • B. HUMORAL TEORILER
  • 5-Hidroksi Triptamin Teorisi (Zhang Xingtons,
    1974-76)
  • Endorfin Salinim Teorisi (Bruce Pameranz, 1976)
  • Öteki Humoral Teoriler
  • C. BIYOELEKTRIK TEORILER
  • Kirlian ve Kirlian, 1939
  • Beker ve ark., 1976

69
  • D. EMBRIYONIK TEORILER
  • Felix Mann, 1972
  • E. PLASEBO ETKI TEORILERI
  • American Medical Association, 1972
  • F. SAVUNMA MEKANIZMASI VE YUMUSAK DOKU
    REJENERASYON TEORISI
  • Cracium, 1972

70
  • G. PSIKOJENIK VE IDEOLOJIK TEORI
  • Hipnoz Teorisi, Kroger ve ark., 1972
  • H. KATASTROFIK TEORI
  • R.Thom, 1975
  • I. GELENEKSEL ÇIN TIBBI TEORILERI
  • Bilimsel Akupunktur Kitabi Dr. Nüzhet Ziyal
  • Temel Akupunktur Kitabi Dr. Ibrahim Tekelioglu

71
Akupunkturun Etkisi Için Afferent Iletim Gerekir
  • Kalin liflerin hasarlanmasi
  • Akupunktur noktalarina prokain infiltrasyonu ile
    akupunktur etkisiz kalir

Akupunktur endorfin ve endojen opiat salinimi
yapar ancak uzun dönemde analjezi bu etkiden
bagimsizdir
Pomerantz B et al. Naloxone blockade of
acupuncture analgesia endorphin implicated. Life
Sci 1976 19 1757. Levine JD et al. Observations
on the analgesic effects of needle puncture
(acupuncture). Pain 1976 2 149.
72
  • Genetik olarak opiat reseptörü olmayan siçan
    türlerinde akupunktur etkili olmamistir. Çünkü
    akupunktur etkinligi bu reseptörlerin etkinligine
    baglidir.

73
Elektroakupunkturda Farkli Frekanslar Farkli
Opioid Reseptörlerini Etkiler
  • Chen XH et al. Analgesia induced by
    electroacupuncture of different frequencies is
    mediated by different types of opioid receptors
    another cross-tolerance study. Behav Brain Res
    1992 47 143-9.

74
Akupunktur Etki Mekanizmasi ile Ilgili Yeni
Kanitlar
  • Akupunktur nöropeptitlerin gen ekspresyonunu
    stimule eder
  • Gao M et al. Brain substrates activated by
    electro acupuncture (EA) of different
    frequencies II. Role of fos/jun proteins in EA
    induced transcription of proenkephalin and
    pre-prodynorphin genes. Brain Res 1996 43
    167-43.

Protein sentezi-Biyofizyolojik degisiklikler
Ekstrasellüler matriks
modifikasyonu??
75
  • WHO (Dünya Saglik Teskilati) 1979 yilinda
    akupunkturun bilimselligini kabul etmis ve onula
    ilgili çalismalari koruma altina almistir.
  • 1991 yilinda Avrupa birliginde tip alaninda
    ortak çalismanin saglanmasi amaci ile tip dallari
    gruplandirilmis ve akupunktur Tamamlayici Tip
    adi altindaki gruplandirmada yerini almistir.

76
  • AKUPUNKTURUN ETKINLIGI VE ENDIKASYONLARI

77
  • 1997 de Amerikan Ulusal Saglik Enstitüleri (NHI)
    tarafindan yayinlanan bildirideAkupunkturu
    destekleyen verilerin, kabul görmüs pek çok
    modern tibbi tedaviyi destekleyen veriler kadar
    güçlü oldugu sonucuna vardiklarini ifade
    etmislerdir.
  • 1996tida Dünya Saglik Örgütü (WHO) akupunkturun
    etkinligi üzerine, klinik çalismalardan elde
    edilmis genis veritabaninin incelenmesine dayali
    bir rapor yayinlamistir.
  • Bu rapora göre akupunkturun etkinlik derecesi
    göz önüne alinarak kullanilabilecegi klinik durum
    ve semptomlar su sekilde siralanmistir.

78
1. AKUPUNKTUR TEDAVISININ ETKINLIGI, KONTROLLÜ
ÇALISMALARLA KANITLANMIS HASTALIK, SEMPTOM VE
DURUMLAR
79
  • DIS
  • Dis agrisi
  • KBB
  • Allerjik rinit
  • ENFEKSIYON HASTALIKLARI
  • Akut basilli dizanteri
  • IMMUNOLOJIK
  • Romatoid artrit

80
  • IÇ HASTALIKLARI
  • Bilier kolik
  • Epigastrik agri (peptik ülser, gastrit, gastrik
    spasm)
  • Hipertansiyon
  • Hipotansiyon
  • Bulanti, kusma
  • Lökopeni
  • Renal kolik

81
  • KADIN DOGUM
  • Primer dismenore,
  • Fetal malpozisyon,
  • Gebelik bulantisi
  • Dogum indüksiyonunda
  • ONKOLOJI
  • Radyoterapi ve kemoterapiye bagli yan etkiler
  • PSIKIYATRI
  • Depresyon

82
NÖROLOJI-ORTOPEDIFTR
  • Fasiyal agri ve spazm
  • Fibromyalji
  • Bas agrisi-Migren
  • Diz agrisi
  • Sirt agrisi
  • Omuz periartriti
  • Post op agri
  • Siyatik
  • Burkulma
  • Inme
  • Temporamandibular eklem disfonksiyonu
  • Epikondilit

83
2. AKUPUNKTURUN TERAPÖTIK ETKISI GÖSTERILMIS
FAKAT DAHA FAZLA KANITA GEREK DUYULAN HASTALIK,
SEMPTOM VE DURUMLAR
84
  • BAGIMLILIK
  • Alkol
  • Opium, kokain, eroin
  • Sigara
  • DERMATOLOJI
  • Akne vulgaris,
  • Nörodermatit
  • Pruritis

85
  • GENITOÜRINER
  • Erkek seksüel disfonksiyonu
  • Kadinlarda üretral sendrom
  • Kronik prostatit
  • Tekrarlayan alt üriner sistem enfeksiyonu
  • Ürolitiazis

86
  • KBB
  • Kulak agrisi
  • Epistaksis
  • Subkonjunktival enjeksiyona bagli göz agrisi
  • Menier
  • Sjögren sendromu

87
  • ENFEKSIYON HASTALIKLARI
  • Epidemik hemorajik ates
  • Hepatit B tasiyiciligi
  • Herpes zoster

88
  • IÇ HASTALIKLARI
  • Karin agrisi
  • Bronsial astim
  • Kolesistit
  • Kolelitiyazis
  • DM
  • Hiperlipidemi
  • Ülseratif kolit
  • Gastrokinetik rahatsizliklar

89
  • KADIN DOGUM
  • Kadin infertilitesi
  • Hipogonadizm
  • Dogum agrisi
  • Laktasyon bozuklugu
  • Menstrüel agri
  • Polikistik over sendromu
  • Premenstrüel sendrom

90
NÖROLOJI-ORTOPEDI-FTR
  • Omurga agrisi
  • Boyun tutulmasi
  • Inme rehabilitasyonu
  • Tietze sendromu
  • Tourette sendromu
  • Bell paralizi
  • Karpal tünel sendromu
  • Kapali kafa travmasi
  • Osteartrit ve gut artriti
  • Radiküler agri
  • Refleks sempatik distrofi

91
  • ONKOLOJI
  • Kanser agrisi
  • PSIKIYATRI
  • COMPETITION STRESS SYNDROME
  • Sizofreni
  • VASKÜLER
  • Tromboanjitis obliterans agrisi
  • Reynaud sendromu
  • Vasküler demans

92
  • DIGER
  • Obezite
  • Endoskopik girisimlere bagli agri
  • Postoperatif derlenme
  • Ilaç kaynakli hipersalivasyon

93
3. SADECE BAZI KONTROLLÜ DENEMELERDE TERAPÖTIK
ETKILER RAPOR EDILEN FAKAT AKUPUNKTURUN YALNIZCA
GELENEKSEL TEDAVILER ÇOK ZOR OLDUGU ZAMAN
DENENEBILECEGI HASTALIK, SEMPTOM VE DURUMLAR
94
  • Kloazma
  • Koroidopati
  • Renk körlügü
  • Sagirlik
  • Hipofreni
  • Irritabl barsak sendromu
  • Nörojenik mesane
  • Korpulmonale
  • Küçük havayollarinda obstrüksiyon

95
AKUPUNKTURUN YARARLARI NELERDIR?
  • Akupunktur tedavisinin eklenmesi ile saglik
    durumunda genel iyilesmeler gözlenmistir.
  • Örnegin, 762 hastanin oldugu bir çalismada
    akupunktur uygulanmasi ile 8 degerlendirme
    ölçütünden 7 sinde iyilesme gözlenmistir. (Genel
    saglik, Vücut agrisi, Canlilik, Sosyal
    islevsellik, Zihinsel saglik, Fiziksel ve Ruhsal
    yeterlilik)

96
ÜLKEMIZDE AKUPUNKTUR UYGULAMASI
97
  • Ilk olarak Bakanlik Tedavi Hizmetleri Genel
    Müdürlügü tarafindan hazirlanan Akupunktur
    Tedavi Yönetmeligi 29.05.1991 tarih ve 208815
    sayili Resmi Gazetede yayinlanarak yürürlüge
    girmistir.
  • Akupunktur hizmetlerinin yürütülmesi islemi daha
    sonra Temel Saglik Hizmetleri Genel Müdürlügüne
    devredilmistir. Temel Saglik Hizmetleri Genel
    Müdürlügü tarafindan yeni bir Yönetmelik
    hazirlanmis ve hazirlanan Akupunktur Tedavisi
    Uygulanan Özel Saglik Kuruluslari ile Bu
    Tedavinin Uygulanmasi Hakkinda Yönetmelik
  • 17 Eylül 2002 tarih ve 24879 sayili Resmi
    Gazetede yayinlanarak yürürlüge girmistir.

98
  • Akupunktur tedavisi uygulayacak hekimlerin,
    kimleri, hangi sartlarda ve hangi hastaliklarda
    tedavi edebileceklerine, akupunktur tedavi
    uygulamasini ögrenmek için gerekli teorik ve
    pratik uygulama müfredati ile sertifika
    verilmesinin saglanmasi ve verilen sertifikalarin
    degerlendirilmesi ile ilgili tavsiye kararlarini
    almak üzere bakanlikça Akupunktur Bilim
    Komisyonu kuruldu.

99
AKUPUNKTUR EGITIMI
  • Akupunktur Bilim Komisyonu tarafindan kabul
    edilen 480 saatlik GENEL AKUPUNKTUR EGITIM
    MÜFREDATIna göre 160 saatlik kismin pratik
    egitim olmasi ve egitim alan kisinin en az 30
    degisik vaka üzerinde uygulama yapmasi
    gerekmektedir.
  • Egitim süresince kisinin teorik ve pratik
    egitimlerinin her birinin en az 80 ine
    katilmasi gerekir bu süreden az katilim olmasi
    durumunda kisi sinava alinmaz.

100
AKUPUNKTUR TEDAVISI UYGULAMA YETKISI
  • Akupunktur tedavisi uygulayacaklarin kanun
    geregince hekim, dis hekimi yada veteriner ve
    ayrica akupunkturist olmalari sarttir.
  • Akupunkturist olabilmek için Bakanlikça
    düzenlenmis Akupunktur Tedavisi Uygulama
    Sertifikasi na sahip olmak gerekir.

101
(No Transcript)
102
(No Transcript)
103
  • Yeni Yönetmelik Kapsaminda
  • 198 yurt içinde,
  • 130 yurt disinda egitim alan,
  • Toplam 328 hekime akupunktur sertifikasi
    düzenlenmistir.
  • Akupunktur sertifikasi düzenlenen hekimlerin
    40i Anesteziyoloji ve Reanimasyon, Fizik Tedavi
    ve Rehabilitasyon ve Nöroloji uzmanlaridir.

104
Akupunktur Batida Günümüzde Ne Kadar Yaygin
Kullaniliyor?
  • INGILTERE, Eriskin toplumun 7si akupunkturu
    denemis.
  • Vickers A et al. Acupuncture. Qual Saf Health
    Care 2002 11 92-7.
  • AMERIKA BIRLESIK DEVLETLERI, Yilda bir milyon
    ABDli 10 milyon kez tedavi seansina gidiyor.
  • Zhao C et al. Traditional and evidence based
    acupuncture in headache management theory
    mechanism and practice. Headache 2005 45
    716-30.

105
  • Avusturya ve Almanyada akupunktur tedavi
    ücretleri-saglik sigortalari tarafindan
    karsilanmaktadir.
  • Basta Fransa olmak üzere Avusturya, Ingiltere ve
    Almanya gibi bati ülkelerinde akupunktur tip
    egitimi içinde okutulmaktadir.

106
Akupunktur bilimsel, ilaçlarla görülen yan
etkilere sahip olmayan, basit, emniyetli ve
ekonomik bir yöntemdir. Akupunktur noktasinin
varligi somuttur. Bu noktalarin uyarilmasi sonucu
ortaya çikan sonuçlar tekrarlanabilir,
ölçülebilir ve sorgulanabilir.

107
  • Akupunktur, bütüncül bir yaklasimla modern tibba,
    insanin parçalarin tek tek toplamindan
    olusmadigini, her parçasinin bütün içersinde
    birbiri ile iliskili olduklarini ve tedavide
    mühim olanin bütünlügün muhafaza edilmesi
    oldugunu hatirlatmaktadir.
  • Akupunktur yanlis bir anlayisla mevcut tibbin
    rakibi, alternatifi olarak görülmüstür. Oysa
    akupunktur mevcut tibbin bir rakibi degil onun
    bir tamamlayicisidir.

108
Akupunktur Tedavi Örnekleri
  • Abdominal distention and pain L.I.-11,
  • ST-33, ST-36, SP-4, BL-20, BL-25, KID-16,
  • KID-19, LIV-13, Tituo (N-CA-4)
  • Abdominal distention and constipation SP-14
  • and watery diarrhoea LIV-14
  • ALOPECIA BL-16
  • BLOOD all blood diseases BL-17 blood (jia)
    masses P-6
  • BREATH difficult breathing L.I.-13, L.I.-17,
    DU-16, REN-22

109
  • CONSTIPATION
  • ST-22, ST-25, ST-37, ST-40, ST-41, ST-44, SP-2,
  • SP-3, SP-5, SP-13, SP-15, SP-16, BL-25, BL-26,
  • BL-27, BL-28, BL-32, BL-33, BL-34, BL-39,
  • BL-51, BL-56, BL-57, KID-1, KID-4, KID-6,
  • KID-7, KID-14, KID-15, KID-16, KID-17,
  • KID-18, SJ-5, SJ-6, GB-27, GB-34, LIV-1, LIV-2,
  • LIV-3, LIV-13, REN-6
  • Difficult defecation BL-28, BL-34, BL-36,
  • BL-52, BL-54, BL-60, KID-3, KID-19, LIV-3,
  • LIV-4, DU-1, REN-12
  • Difficult defecation or urination BL-30, KID-8

110
  • DIARRHOEA
  • (see also Dysenteric disorder, Stool)
  • LU-5, ST-20, ST-22, ST-23, ST-25, ST-37,
  • ST-39, ST-44, SP-2, SP-3, SP-4, SP-6, SP-7,
  • SP-9, BL-20, BL-21, BL-22, BL-24, BL-26,
  • BL-27, BL-28, BL-34, BL-35, BL-47, BL-48,
  • BL-65, KID-7, KID-8, KID-10, KID-14,
  • KID-15, KID-16, KID-17, KID-20, KID-21,
  • P-3, P-6, SJ-18, GB-29, LIV-6, LIV-13, DU-5,
  • DU-6, REN-4, REN-5, REN-6, REN-12,
  • Luozhen (M-UE-24), Jinjin/Yuye (M-HN-20),
  • Shixuan (M-UE-1)

111
  • inability to eat and drink BL-25, KID-27
  • inability to eat ST-4, BL-17, GB-8, DU-9
  • inability to taste food or drink ST-13, DU-20
  • lack of appetite ST-19, ST-20, ST-21, ST-22,
  • ST-23, ST-25, ST-36, ST-45, SP-6, SP-8, BL-20,
  • BL-21, KID-24
  • no desire to eat BL-48, BL-64, KID-22,
  • KID-23, GB-28, GB-39, LIV-4, LIV-8, LIV-13,
  • DU-7 or drink ST-39, SP-1, SP-4, SP-9, SJ-1,
  • REN-9, REN-10

112
  • ECZEMA SP-6, SP-10, BL-40, GB-30
  • HAEMORRHAGE chronic BL-20
  • HAEMORRHOIDSLU-6, SP-3, SP-5, BL-24, BL-27,
    BL-39, BL-54,BL-56, BL-57, BL-58, BL-65, P-8,
    SJ-10,GB-39, DU-1, DU-2, DU-4, REN-1,
    Erbai(M-UE-29)
  • HEAVINESS OF THE BODY ST-15, BL-17, LIV-4

113
  • INFERTILITY/DIFFICULT CONCEPTION
  • ST-25, ST-28, ST-29, ST-30, SP-5, SP-6, BL-30,
  • BL-31, BL-32, BL-33, BL-60, KID-1, KID-2,
  • KID-10, KID-13, KID-14, KID-18, KID-19,
  • GB-26, LIV-11, REN-3, REN-4, REN-6,
  • REN-7, Zigong M-CA-18
  • MEMORY LOSS
  • LU-7, L.I.-11, HE-3, HE-7, BL-15, BL-43, KID-1,
  • KID-21, KID-3, P-5, P-6, GB-20, DU-11, DU-20,
  • REN-14

114
  • MOUTH erosion of SI-1, P-8
  • OEDEMA
  • L.I.-6, ST-12, ST-22, ST-25, ST-28, ST-36,
  • ST-43, SP-4, SP-6, SP-7, SP-8, SP-9, BL-20,
  • BL-22, BL-23, BL-50, BL-52, BL-53, KID-6,
  • KID-7, KID-14, GB-8, GB-29, DU-21, REN-3,
  • REN-5, REN-7, REN-9

115
  • Tesekkür Ederim
Write a Comment
User Comments (0)
About PowerShow.com