BILISSEL GELISIM - PowerPoint PPT Presentation

About This Presentation
Title:

BILISSEL GELISIM

Description:

B L SEL GEL M Dr. brahim Keklik N TEN N ANA HATLARI Piaget nin Bili sel Geli im Kuram Piaget Sonras Ara t rmalar ve Piaget Ele tirisi ... – PowerPoint PPT presentation

Number of Views:2761
Avg rating:3.0/5.0
Slides: 201
Provided by: gelisimveo
Category:
Tags: bilissel | gelisim

less

Transcript and Presenter's Notes

Title: BILISSEL GELISIM


1
BILISSEL GELISIM
  • Dr. Ibrahim Keklik

2
ÜNITENIN ANA HATLARI
  • Piagetnin Bilissel Gelisim Kurami
  • Piaget Sonrasi Arastirmalar ve Piaget Elestirisi
  • Vygotskynin Bilissel Gelisim Kurami
  • Yetiskin Bilissel Gelisimi
  • Yetiskin Kadinlarda Bilissel Gelisim
  • Dil Gelisimi

3
Giris
  • Bilissel gelisim kimi kaynaklarda zihinsel
    gelisim olarak anilir. Bilis sözcügü akil,
    bilgi, bellek, akil yürütme, animsama, unutma,
    problem çözme, kavramlar ve düsünce gibi zihinsel
    islevleri ifade eder (Yesilyaprak, 2002).
  • Baska bir ifadeyle, bilis, insanlarin dünyayi
    ögrenmeleri ve anlamalarina-anlamlandirmalarina
    kaynaklik eden zihinsel faaliyetleri ifade eder.
  • Bilissel gelisim, bireylerin zihinsel yapi,
    becerileri ve süreçlerindeki degisimleri konu
    alir.

4
Giris
  • Marcy Driscolla göre, bilissel gelisim, bebegin
    farklilasmamis-özellesmemis zihinsel
    becerilerinin yetiskin kavramsal yetkinligine ve
    problem çözme becerilerine dönüsme sürecidir.

5
Giris
  • Kisacasi, bilissel gelisim, bebegin reflekslerden
    ibaret olan ve kendisiyle etrafindaki nesne ve
    kisileri ayirt edemedigi basit zihinsel
    becerilerinden- hastaliklara çareler bulan tip
    uzmanligina, Nobel ödülü kazanan bilim ve sanat
    insanlarina nasil bir süreç takip ederek ve ne
    tür yasantilardan geçerek dönüstügümüzü betimleme
    çabasindadir.

6
Sunumun Seyri
  • Bu bölümde öncelikle bilissel gelisim konusunda
    bir çigir açan Jean Piagetnin kurami ele
    alinacaktir.
  • Bunu, kuramin elestirileri ve Piaget sonrasi
    yapilan arastirmalarin Piagetnin kuramina
    katkilari ele alinmasi takip edecek.
  • Daha sonra, Lev Vygotskynin fikirlerine
    deginilecek.
  • Çagdas gelismelerin ve yetiskin düsünüs
    sekillerini ele alan teorilere de yer verdikten
    sonra bölüm, bütün bu kuram ve bulgularin egitim
    açisinda dogurgularinin tartisilmasiyla son
    bulacak

7
JEAN PIAGET
  • Jean Piaget 1896 yilinda Isviçrede dogdu. Piaget
    insanin bilissel gelisimi konusunda öncü
    çalismalariyla bilinir.
  • Kuramini kendi çocuklari ve diger çocuklarla 50
    yili askin bir süre boyunca yaptigi titiz
    çalismalari neticesinde olusturdu.
  • Piaget çocuk aklinin yetiskinlerin bir minyatürü
    olmadigini ve düsünüs tarzlarinin kendilerine has
    oldugu fikrini ortaya atti.

8
Piagetnin Yasami
  • Piaget doktora derecesi de dâhil olmak üzere kimi
    kaynaklara göre biyoloji- kimilerine göre de
    zooloji alaninda egitim gördü.
  • Ancak annesinin ruh sagliginin bozulmasiyla
    psikopatolojiye ilgi duydu. 1919da Fransaya
    gidip orada psikopatoloji, mantik, bilim
    felsefesi ve epistemoloji dersleri aldi

9
Piagetnin Yasami
  • Daha sonra zekâ testlerinin gelisiminde öncü
    isimleriyle beraber çalismaya basladi.
  • Piagetnin belki de kuramina temel teskil eden
    gözlemi çocuklarin zekâ testlerine benzer yanlis
    yanitlari vermeleriydi.
  • Piaget kuramin genetik epistemoloji olarak
    isimlendirirdi.
  • Piaget psikolojinin felsefe (epistemoloji) ile
    biyoloji arasindaki halka olacagi kanaatindeydi.

10
Piagetnin Yasami
  • Piagetnin en az 50 kitap ve sayisiz makale ve en
    az 30 civarinda fahri doktorasi oldugu
    bilinmektedir.
  • Kendisi insan bilissel gelisimini kapsamli bir
    teorinin kurucu olarak yirminci yüzyilin en
    önemli bilim insanlarindan biri olarak anilir.
  • Nitekim Time dergisi Piagetyi 20. yüzyilin en
    önemli 100 bilim insanlari arasinda andi.

11
Piagetnin Yasami
  • Piaget Geneva, Neuchatel, Lausanne ve Sorbonne
    gibi Avrupanin önemli üniversitelerinde felsefe,
    psikoloji ve sosyoloji dersleri verdi.
  • 1979 yilinda üniversitede ders vermekten emekli
    oldu ancak ölüm tarihi olan 1980e dek
    arastirmalarina devam etti.

12
PIAGETNIN BILISSEL GELISIM KURAMI--Temel
Kavramlar
  • Piaget (1852, 1960) çalismalarini insanin nasil
    bir yol izleyerek düsündügünü bulmaya adadi.
  • Fikirlerinde biyoloji egitimi almis olmasinin
    etkileri belirgindir.
  • Kuraminda biyolojik dinamikleri özenle vurgular.
  • Bu nedenledir ki, Piaget bilissel gelisimin
    insanin olgunlasma sürecine paralel-dolayisiyla-
    yasa dayali bir seyir izleyerek vukuu buldugunu
    ifade eder.

13
Piagetnin Temel Kavramlari
  • Yine biyolojideki bilgisi ve tecrübesinden ötürü
    teorisinin temeli olarak dengeleme
    (equilibration) kavramini kullanir.
  • Tipki biyolojik yapi ve organizmalarda oldugu
    gibi insan zihninin de gelisiminin temelinin
    denge arayisi oldugu iddiasindadir.
  • Bilindigi gibi bir dokuda yer alan hücrelerde
    herhangi bir madde eksildiginde dengesinde bir
    bozulma olur ve yeniden denge saglamak için bu
    maddeyi temin ederler.
  • Piaget biyolojide hemeostasis (denge) olarak
    bilinen bu dinamigi zihnimizin isleyis ve
    gelisiminde de temel mekanizma olarak
    nitelendirir.

14
Piagetnin Temel Kavramlari
  • Bulgulari esiyle beraber kendi üç çocugunu
    yillarca detayli bir sekilde gözlemlemek ve
    çalistigi diger çocuklardan elde ettigi verilere
    dayanir.
  • Piaget 1930larda psikoloji gündemindeki önemli
    bir isim oldu.
  • Tipki biyolojik dünyada oldugu gibi, insan da
    uyum (adaptation) saglama egilimi ve yetisine
    sahiptir.

15
Piagetnin Temel Kavramlari
  • Tipki biyolojik dünyada oldugu gibi, insan da
    uyum (adaptation) saglama egilimi ve yetisine
    sahiptir.
  • Piagetye göre insanin zihinsel gelisiminin
    temeli biyolojik olgunlasma sürecine dayanir. Bu
    nedenle yasa paralel bir gelisim gösterdigimiz
    kanisindadir.
  • Piaget çocuklarin aktif düsünürler oldugunu ve
    sürekli olarak dünyayi anlamalarini ilerletmek
    çabasinda olduklari fikrindeydi

16
Piagetnin Temel Kavramlari
  • Piaget bu anlamalari ya da anlamlandirmalari
    bilissel dünyamizin yapi taslari olarak
    nitelendirdi.
  • Ve Piaget bunlari sema (schema-schemata)
    terimiyle ifade etti.
  • Piaget yasami sürekli bir sekilde yeniden
    anlamlandirmamizin dünyayi zihnimizde organize
    etme egiliminde oldugumuzu savunur.

17
Piagetnin Temel Kavramlari
  • Kimi yazarlar bu semalari bilgisayar dosyalarina
    benzetir.
  • Piagetye göre insanlar var olan semalarina uygun
    olmayan durum ve bilgilerle karsilastiklarinda
    zihinsel dengeleri bozulur.
  • Bu dengeyi tekrar olusturmak için 3 mekanizmadan
    birini kullanirlar

18
Piagetnin Temel Kavramlari
  • Bu bilgileri var olan semalarimizdan birine
    yerlestirmek.
  • Yani, varilan bilgi ve semalarin içinde asimile
    ederler. Buna özümleme (assimilation) der.
  • Eger yeni bilgi ya da yasantiyi eski semalara
    yerlestirmek dengeyi saglayamiyorsa- var olan
    semalari bu yeni bilgi dâhilinde degistirerek
    yeniden denge saglanir.

19
Piagetnin Temel Kavramlari
  • Buna da uyma (accomodation) der Piaget.
  • Üçüncü bir mekanizma da, eger bir yeni bilgiyi bu
    iki mekanizma ile isleyememegimiz kadar bize
    yabanciysa o zaman da bu bilgiyi görmezden gelmek
    yeniden denge kurmakta kullandigimiz bir yoldur.
  • Buna örnek, hiç bilmedigimiz bir yabanci dilde
    konusan iki insanin konusmalarina kisa bir süre
    sonra hiç dikkat etmemektir.

20
Piagetnin Temel Kavramlari
  • Piagetnin kurami kalitim ve çevre etkilesimini
    oldukça iyi dile getiren bir modeldir.
  • Piaget insan da dâhil bütün canli organizmalarin
    kendi kendini düzenleme yetenegine sahip
    olduklarini ve bu mekanizma sayesinde kendi
    kalimini (survival) sagladigini ifade eder.
  • Hatta Piaget bu uyum saglama yeteneginin biyoloji
    (kalitim) ile çevre arasindaki temel halka olarak
    görür.

21
Piagetnin Temel Kavramlari
  • Bir anlamda denebilir ki, Piagetye göre bilissel
    gelisimin en temel amaci uyum-adaptasyondur.
  • Piaget kurami çocuklara iliskin su varsayimlara
    dayanir
  • Çocuklar bilgiyi yasantilari yoluyla kendileri
    organize eder ve yapilandirirlar.
  • Çocuklar yasitlarindan, yetiskinler ya da büyük
    çocuklardan ögrenirler ancak daha çok kendi
    baslarina olustururlar.
  • Çocuklar ögrenme yönünde dogal bir yönelim
    (egilimle) dogarlar. Çocuklarin ögrenmek için
    yetiskinlerin tesviki ya da ödüllendirmelerine
    ihtiyaçlari yoktur

22
Piagetnin Temel Kavramlari
  • Piagetnin kurami kalitim ve çevre etkilesimini
    oldukça iyi dile getiren bir modeldir.
  • Piaget insan da dâhil bütün canli organizmalarin
    kendi kendini düzenleme yetenegine sahip
    olduklarini ve bu mekanizma sayesinde kendi
    kalimini (survival) sagladigini ifade eder.

23
Piagetnin Temel Kavramlari
  • Hatta Piaget bu uyum saglama yeteneginin biyoloji
    (kalitim) ile çevre arasindaki temel halka olarak
    görür.
  • Bir anlamda denebilir ki, Piagetye göre bilissel
    gelisimin en temel amaci uyum-adaptasyondur.
  • Piaget çocuklara çocuklardan problemler çözmeleri
    sorup-çocuklarin çözümlerinin nasil bir mantiksal
    sira izlediklerine bakti.

24
Piagetnin Temel Kavramlari
  • Ilk bulgularindan bir tanesi çocuklarin
    yetiskinlerden belirgin bir sekilde farkli
    düsündügünü fark etti.
  • Arastirmalari neticesinde, Piaget insanin düsünme
    ve dünyayi anlamlandirma tarzlarinin niteliksel
    olarak farkliliklar arz eden dönemlerden geçerek
    olustuklari fikrini savunur

25
Piagetnin Temel Kavramlari
  • Piaget evrensel (her toplum ve kesimde ayni
    sekilde) olarak insanlarin dört dönemden
    geçerek-refleksif motor tepkilerle baslayan ve
    soyut düsünmeye dek devam eden bir süreç arz
    ettigini savunur (Woolfolk, 2004).

26
Piagetnin Önerdigi Gelisim Dönemleri
  • Duyusal-motor Dönem (Sensory-Motor Stage) 0-2 Yas
  • Islem Öncesi Dönem (Preoperational Stage
    Intuitive and Symbolic Stages) 2-7 Yas
  • Somut Islemsel Dönem (Concrete Operational Stage)
    7-11 Yas
  • Soyut Islemsel Dönem (Formal Operational Stage)
    11 Yas

27
Duyusal-Motor Dönem (0-2 Yas)
  • Bu dönemin gelisimsel görevleri
  • Hafiza gelistirmeye, taklit etmeye baslar
  • Nesnelerin gözden kaybolmalarina ragmen yok
    olmadiklarini anlamaya baslar
  • Reflekslerden ibaret davranislarda bulunmaktansa
    giderek amaçli davranista bulunmaya baslar

28
Duyusal-Motor Dönem (0-2 Yas)
  • Piaget bebeklerin dogustan reflekslerle
    dogduklarini.
  • Reflekslerin hayvanlarca ömür boyu kullanilmasina
    karsin insan bebeklerinin çevreye uyum amaciyla
    bu refleksleri kullanir ve kisa sürede bu
    refleksler yapilandirilmis daha anlamli semalara
    dönüsürler.

29
Duyusal-Motor Dönemin Alt Dönemleri
  • Bu dönem diger dönemlerden daha ayrintili ele
    alinacaktir.
  • Piagetnin insan gelisimini ne derecede kapsamli
    ve detayli ele aldigini vurgulamak ve edindigimiz
    zihinsel becerilerin kazanilmasinda meydana gelen
    karmasik süreçleri göstermek amaciyla bu dönem
    burada ayrintili bir sekilde sunulmustur

30
Duyusal-Motor Dönemin Alt Dönemler
  • Bu dönemde bebekler kendi bedenleriyle çevre
    arasindaki iliskileri kurmakla mesguldürler.
  • Göreli olarak iyi gelismis duyu organlarinin
    sayesinde bunu yapabilirler.
  • Görme, dokunma, duyma ve emme yoluyla kendilerine
    ve çevreye dair izlenimler toplarlar.
  • Piaget bu döneme duyusal-motor dönem adini
    koymustur çünkü ilerideki zihinsel etkinliklerin
    temeli sayilan bu yasantilarda temel araç duyusal
    ve motor yasanti ve etkinliklerdir

31
Duyusal-Motor Dönemin Alt Dönemler
  • Bebek sayisiz deneme sonucu dissal dünya ile
    kendisinin birbirlerinin uzantilari olmadiklarini
    ve bilakis ayrik olduklarini fark eder.
  • Yine bebekler bir nesnenin elle yer
    degistirebilecegini (nedensellik kavrami)
    kavrarlar.
  • Bu dönemde edindikleri en önemli kesiflerden bir
    tanesi nesne devamliligi (sürekliligi) kavramidir

32
Duyusal Motor Dönem (0-2 Yas)
  • Bu, bir nesne gözden kaybolsa dahi (annenin
    mutfaga gitmesi, oyuncak topun koltugun altina
    girmesi) yok olmadiklarini- varliklarina devam
    ettiklerini fark etmektir.

33
Nesne Devamliligi (Sürekliligi)
  • Resimdeki bebekte bu kavram henüz gelismemistir.
  • Bu nedenle önünde ilgi gösterdigi oyuncakla
    kendisi arasina oyuncagi kapatacak bir kâgit
    parçasi kondugunda, oyuncaga olan ilgisi kaybolur
    (baska yöne bakiyor ikinci resimde).
  • Bu da bebegin oyuncagin hala kâgidin arkasinda
    gizli oldugunu bilmedigini gösterir.

34
Duyusal Motor Dönem (0-2 Yas)
  • Nesne devamliligini kazandiktan sonra bebekler
    motor becerileriyle sayisiz denemeler yaparlar.
  • Bu denemeler kendilerine veri toplar.
  • Bu bize basit gibi görünen hareketleriyle her bir
    davranisin sonucunda neler olabilecegine dair
    yasanti biriktirir.
  • Bu denemeler sayesinde battaniyesinin üzerinde
    elle ulasamayacagi uzaktaki oyuncagina ulasmak
    için battaniyeyi kendisine dogru çekmeyi
    ögrenmistir.
  • Asagida da deginilecegi üzere bu bebek için
    oldukça önemli bir asama kat etmektir

35
Duyusal Motor Dönem (0-2 Yas)
  • Asagida bu dönemde meydana gelen degisimler daha
    ayrintili bir sekilde ve evreler halinde izah
    edilmistir.
  • I.Evre
  • 1. ayin sonundan baslayarak, refleksif
    hareketlerde giderek ustalasir (giderek annenin
    meme ucunu daha kolaylikla bulur). Piaget buna
    fonksiyonel özümseme demistir,
  • Bu da genellenmis özümsemeye yola açar (anne
    memesi disindaki objeleri de agza alma)
  • Ve bu da ayirt etme özümsemesine (anne memesinin
    diger objelerden farkli oldugunu algilama) yol
    açar

36
II. Evre
  • 4. aydan itibaren baslar
  • Refleksif olarak parmak emme davranisi gösterir.
    Bu davranis anne karnindaki benzeri davranistan
    farklidir çünkü bebegin bunu bir nevi beslenme
    amaçli yaptigi düsünülür
  • Bu temel (beslenme temelli olugundan) döngüsel
    (çünkü tekrar tekrar yapilir) bir davranis olarak
    tanimlanir

37
III. Evre
  • Ikincil döngüsel reaksiyon dönemi olarak bilinir
  • 4-8 ay arasidir
  • Daha önceden seslere asina olan çocuk ve objeleri
    yakalamayi ögrenmis oldugundan bu iki semayi
    birlestirerek çingirak alip tekrar tekrar sallar
  • Böylelikle bebek iki semayi birlestirmeyi
    ögrenmistir

38
IV. Evre
  • -12 aylar arasi dönemi kapsar
  • Gözleri önünde bir yastik altina gizlenen
    oyuncagin yok olmadiginin farkindadir ve arayip
    bulur oyuncagi
  • Bir süre oyuncak ilkin ayni (kirmizi) yastigin
    altina sonra da oradan çikarilip sari yastigin
    altina gizlendiginde, çocuk oyuncagi arar ama
    sadece kirmizi yastigin altina bakar

39
V. Evre
  • 12-18 ay arasi dönem
  • Nesnelere ulasmak için yeni yöntemler arastirir
  • Mesela birçok deneme-yanilmadan sonra ve kimi kez
    kazara battaniyenin uzak ucundaki oyuncaga
    battaniyeyi çekerek ulasabilecegini fark eder
  • Bu dönemde nesnenin sürekliligi edinilir/yerlesir
  • Bu da mantik yürüterek düsünme için önkosuldur

40
VI. Evre
  • 18 ay2 yas arasi dönem
  • Nesne ve kisilere dair semboller/temsiller
    olusturabilmeye basladiklarindan zihinsel
    gelisimlerinde bir dönemi kapayip bir yenisini
    açiyor olurlar

41
Duyusal Motor Dönem (0-2 Yas)
  • Piagetnin her bir dönemi için öngörülen
    gelisimsel görevlerin tamamlanmasi çocugun söz
    konusu dönemden mezun olup bir sonraki döneme
    geçmesine olanak saglar.
  • Hatirlanmalidir ki, bu dönemin çocuklari yukarida
    belirtilen beceri ve yasantilari kazanmadan bir
    sonraki dönemin sembol kullanma ve dil ögrenme
    gibi temel ögrenme yasantilarina hazir
    bulunmusluk gelistiremez.

42
Islem Öncesi Dönem (2-7 Yas)
  • Bu dönemin gelisimsel görevleri
  • Dil ögrenmeye ve sembollerle düsünmeye baslar
  • Mantik yürütebilir ancak olaylari sadece bir
    yönleriyle düsünebilir (renkli üçgen, kare ve
    dikdörtgenleri siniflandirirken, bunlari en
    belirgin özellikleri olan renkleri göz önünde
    bulundurmak gibi)
  • Ben-merkezcidir, baskasinin bakis açisini
    algilayamaz/anlayamaz

43
Islem Öncesi Dönem (2-7 Yas)
  • Bu dönemin gelisimsel görevleri
  • Dil ögrenmeye ve sembollerle düsünmeye baslar
  • Mantik yürütebilir ancak olaylari sadece bir
    yönleriyle düsünebilir (renkli üçgen, kare ve
    dikdörtgenleri siniflandirirken, bunlari en
    belirgin özellikleri olan renkleri göz önünde
    bulundurmak gibi)
  • Ben-merkezcidir, baskasinin bakis açisini
    algilayamaz/anlayamaz

44
Islem Öncesi Dönem (2-7 Yas)
  • Bu dönemdeki ögrenme yasantilarinin meydana
    gelmesi için asagidaki nörolojik özelliklerin
    mevcut olmasi sarttir
  • Ilkel düzeyde de olsa motor, görsel, isitsel ve
    kinestetik refleksler
  • Motor tepkide bulunma kapasitesi ve dengeli bir
    beden durusu (duyusal bilgilerin dogru
    algilanmalari için)
  • Bilgi depolayabilmeye uygun hafiza
  • Belli bir olgunlasma düzeyinden sonra, kimi
    seyleri taklit edebilme yetisi

45
Islem Öncesi Dönem (2-7 Yas)
  • Çocuklarin maruz kaldiklari uyaran miktari göz
    önünde bulunduruldugunda, bunun kendilerinin bas
    edemeyecegi derecede oldugu görülür.
  • Neyse ki, insan türünün evrimi sonucu bu
    uyaranlarin ancak çocuklarin bas edebilecegi
    kismini algilamalarini saglamistir.

46
Islem Öncesi Dönem (2-7 Yas)
  • Mesela zor ve karmasik uyaranlar bunlari
    algilamaya ve isleme yetisine ulastiklarinda
    algilarlar.
  • Bu dönemin çocuklari giderek dili daha iyi
    ögrenir olaylari belli bir mantikla
    düsünebilirler (tek bir dogrultuda ama- mesela
    nesneleri renklerine göre siniflandirmak gibi).
  • Bu yas çocuklar ben-merkezcidir ve baska birinin
    gözüyle olaylara bakamaz.

47
Islem Öncesi Dönem (2-7 Yas)
  • Bu benmerkezcilik o derecededir ki, telefonda
    isteki annesiyle konusan bir çocuk kendisine
    anne bak, kirmizi elbisemi giydim diyebilir ve
    kendisinin gördügü seyi annesinin de
    görebilecegini zanneder.

48
Islem Öncesi Dönem (2-7 Yas)
  • Insanlarin etraflarindaki nesne, olay ve
    kisilerin sembolik temsillerine sahip olma
    yetileri bir tür olarak bugün ulasmis oldugumuz
    uygarlik düzeyini edinmemizde çok önemli bir yer
    teskil eder.
  • Sembol kullanma yetisi sayesinde bir semboller
    sistemi olan dili ögreniriz.

49
Islem Öncesi Dönem (2-7 Yas)
  • Dil ise bilissel gelisimin seyrinde vazgeçilmez
    bir öneme sahiptir.
  • Zira dil sayesindedir ki bellegimize onca sembol
    ve kavramlarin semalarini olusturabiliyoruz.
  • Nitekim bellege bu bilgileri kaydedemiyor
    olsaydik bugün bir tür olarak da onbinlerce yil
    geride bir uygarlik düzeyine sahip olurduk

50
Islem Öncesi Dönem (2-7 Yas)
  • Bu nedenle, islem öncesi dönemde edindigimiz
    temellere yetiskin olarak baktigimizda her ne
    kadar bize basit gibi görünse de sonraki karmasik
    zihinsel yapilarimizin önemli temelleri atilir bu
    dönemde.
  • Düsünmelerine cansiz nesnelere canlilik atfetmek
    (animizm) ve doga olaylarina birilerinin sebep
    oldugunu düsünmek (yapaycilik) hâkimdir.

51
Islem Öncesi Dönem (2-7 Yas)
  • Örnegin, bu çocuklar günesin her gün birilerince
    ortaya çikarilip gökyüzünün bir yanindan ötekine
    tasidigini düsünebilirler.
  • Bu dönem iki alt döneme ayrilir
  • Sembolik dönem (2-4 yas)
  • Sezgisel dönem (4-7 yas)

52
Sembolik Dönem (2-4 Yas)
  • Çocuklarin dil gelisimi 2-4 yaslarinda oldukça
    hizlidir.
  • Sözcük dagarciklarini 200den 2000e kadar
    çikarirlar.
  • Dildeki bu hizli degisime karsin dilin karmasik
    özelliklerinden bihaberdirler.
  • Örnegin, yazin sevdigi kislik bir kiyafeti giymek
    istediginde kendisine bu kiyafetin mevsime
    uymayacak derecede sicak oldugunu izah etmeye
    çalismak bosunadir

53
Sembolik Dönem (2-4 Yas)
  • Çocuklarin kullandiklari sembollerle ifade
    ettikleri her zaman yetiskin mantigina uyar
    sekilde degil kendilerince etraflarindaki dünyayi
    temsil eden ve iç dünyalarinda olup bitenleri
    disa vuran sembolik oyunlar oynarlar.
  • Bu dönemde sembolik oyunlar oynarlar

54
Sembolik Dönem (2-4 Yas)
  • Mesela bir çubugu at olarak kullanmak ya da
    anne-baba taklitleri yapmak gibi.
  • Bu dönemde nesneleri sadece bir yönleriyle
    algilarlar.
  • Mesela, geometrik sekilleri hem renk hem de
    türlerine göre siniflandiramazlar.
  • Bu da bilissel gelisimde önemli bir kavram olan
    korunumun (conservation) henüz gelismedigini
    gösterir

55
Sezgisel Dönem (2-7 Yas)
  • Bu dönemde çocuklar nesnelerin en dikkat çekici
    özelliklerine odaklasir diger özellikleri gözden
    kaçirirlar.
  • Çokça sorular sorarlar, her seyin cevabini bilmek
    isterler, bildiklerinden emin görünürler ancak
    bildiklerini nasil bildiklerini
    açiklayamadiklarindan bu döneme sezgisel dönem
    denmistir

56
Sezgisel Dönem (2-7 Yas)
  • Bu yas grubundaki çocuklar olgulari aralarindaki
    karmasik iliskilerle ele alamadiklarindan bunlara
    iliskin algilayislarini dar kavramlarla
    örgütlemeye ve sikistirmaya çalisirlar.bu
    nedenle..kalip yargilar gelistirirler
    (Akyol-Köksal, 2007. s. 86).

57
Sezgisel Dönem (2-7 Yas)
  • Mesela, ailesini ziyaret eden subay olan
    halasinin esi bu yastaki bir kiz çocuga ne olmak
    istedigini sordugunda hemsire olmak istedigini
    ifade eder.
  • Subay olmak istemez misin?
  • Diye sordugunda kizlar subay olmaz diye yanit
    verir.
  • Kendisine yapilan açiklamalari da doyurucu bulmaz

58
Sezgisel Dönem (2-7 Yas)
  • Piaget ve sonrasindaki arastirmacilar bu
    çocuklarin gözü önünde kalin ve kisa bir
    bardaktan ince ve daha uzun bir bardaga suyu
    aktarip- bu çocuklara hangi bardayken suyun
    miktarinin daha fazla oldugunu sorarlar.
  • Bu islem gözlerinin önünde yapildigi halde ve
    kisa bardaki su aynen uzun bardaga aktarildigi
    halde çocuklar uzun bardaktaki suyun daha fazla
    oldugunu söylerler.

59
Sezgisel Dönem (2-7 Yas)
  • Bu deney, çocuklarin korunum ilkesi
    gelistirmediklerinin kanitidir.
  • Zira korunum herhangi bir nesne ya da nesne
    grubunun fiziksel biçimi ya da mekândaki konumu
    degistiginde, nesnenin miktar, sayi, alan, hacim
    vb. özelliklerinin degismeyecegi ilkesidir
    (Senemoglu, 2004. s. 43).

60
Sezgisel Dönem (2-7 Yas)
  • Bu dönemin islem öncesi dönem olarak
    nitelendirilmesinin nedeni çocuklarin islemleri
    tersine çevirmenin mevcut olmamasidir. Buna
    benzer bir sekilde, çocuk 79 16 oldugu için
    16-97 oldugunu ayni anda tasavvur edemez.

61
Sezgisel Dönem (2-7 Yas)
  • Örnek
  • Piaget Ali hiç kardesin var mi?
  • Ali Evet. Bir tane. Adi Ezgi.
  • Piaget Ali, Ezginin hiç kardesi var mi?
  • Ali Hayir.

62
Somut Islemsel Dönem (7-11 Yas)
  • Bu dönemin gelisimsel görevleri
  • Somut problemler çözebilir
  • Korunumu edinir
  • Olaylarin, nesnelerin birden fazla yön-
    özelligini hesaba katarak düsünebilir
  • Geri çevrilebilirlik edinir

63
Somut Islemsel Dönem (7-11 Yas)
  • Bu çocuklarin düsünüsleri kendilerini çevreleyen
    fiziksel gerçeklikle ve simdi ve burada ile
    sinirlidir.
  • Dolayisiyla uzak gelecege ya da varsayimsal
    olarak akil yürütemezler.
  • Bir önceki dönemdeki çocuklar da kendilerine
    verilen farkli uzunluktaki çubuklari
    siralayabilirler ancak bunu yaparken sik sik
    çubuklari yan yana getirerek boylarini
    kiyaslarlar.

64
Somut Islemsel Dönem (7-11 Yas)
  • Somut islemsel dönemde böyle bir kiyaslamaya
    ihtiyaç duyulmaksizin ve dolayisiyla boy sirasina
    koyma çok daha hizli yapilabilir.
  • Önceki dönemdeki çocuklarin aksine bu çocuklar
    çubuk siralama islemini yaparken daha çok içsel
    bilissel süreçlerini kullanirlar yani kendi
    zihinlerinde çubuk boylarini kiyaslayabilirler.

65
Korunum Deneyi
66
Somut Islemsel Dönem (7-11 Yas)
  • Bu çocuklar korunumu edinmislerdir yani maddenin
    miktarinin onlarin aldiklari sekil ve ya
    pozisyonla degismedigini kavramislardir.
  • Çocuklar ilkin miktarlarin (sayilar, uzunluk,
    alan) korunumu, sonra agrilik, sonra da hacim
    korunumu edinirler.
  • Piaget buna gelisimde ardisiklik adini vermistir.

67
Somut Islemsel Dönem (7-11 Yas)
  • Yani, edinilen her bir beceri, öncesinde
    edinilmis baska becerilerle mümkün olur.
  • Her bir dönemde bu deyim yerindeyse dikey ögrenme
    tekrarla olusur.
  • Okul çagi çocuklari yine islemleri geri
    çevirebilirler (zihinlerinde).
  • Bu nedenle, Piaget bu dönemi islem yapilabilen
    ilk dönem olarak nitelemistir

68
Somut Islemsel Dönem (7-11 Yas)
  • Bu yas çocuklar yine önceki dönemin aksine bir
    nesne ya da durumun sadece bir özelligine
    odaklanmazlar ve birden fazla özelligi göz önünde
    bulundurabilirler.
  • Piaget bu çocuklarin tersine çevirme ve bu
    odaktan uzaklasma sayesinde korunumu edindikleri
    kanisindadir.

69
Korunum
  • Piagetnin korunumu test etmek için kullandigi
    örneklerden bir tanesi çiftlikteki inek
    örnegidir.
  • Resimde görülen yesil renkli karelerin yemi
    temsil ettigini ve hangi inegin daha çok yem
    yedigini (ya da hangi inegin daha çok yemi var?)
    diye sorar çocuklara.

70
Korunum
  • Oysa korunumun gelismesi için mantik yürütmenin
    üç ögesinin olusmasi gerektigi kanisindadir
    özdeslik, ödünleme ve dönüsümsel düsünebilme.
    Özdeslik/ayniyet (identity) maddeye herhangi bir
    sey eklenmemis ya da çikarilmamissa maddenin ayni
    kaldigini bilme

71
Korunum
  • Ödünleme (compensation) Çocugun nesnenin bir
    boyutundaki artmanin baska bir boyuttaki azalmaya
    neden oldugunu kavrama.
  • Dönüsümsel düsünebilme (reversibility)
  • Herhangi bir degisimi (uzun bardakta daha fazla
    görünen su) islemi zihninde geri-baslangiç
    noktasina (kisa bardaktaki haline) geri götürerek
    ortadan kaldirim maddede bir degisim olmadigini
    bilebilir.

72
Korunum
  • Daha önce çocuklarin korunum edinmemelerinin
    nedenlerinden bir tanesi algida baskinliktir
    (perception dominance).
  • Algida baskinlik çocugun o an gözlemledigi somut
    durumun algilayisinin kendisinin baska islem
    yapmasina engel olacak kadar baskin olmasi
    durumunu ifade eder

73
Somut Islemsel Dönem
  • Bu dönem çocuklari birer pozitivist/realist
    gibidirler.
  • Yani, onlar inatla gözlenebilir olaylara
    yogunlasirlar.
  • Önceki dönemlerdeki gibi sihirli düslerin
    gizeminde kalmazlar.
  • Mesela rüyalarin kafalarinda vukuu bulduklarini
    düsünürler. Soyut kavramlar ya da atasözleri
    fazla anlam ifade etmez bu dönem çocuklari için

74
Somut Islemsel Dönem
  • Bu dönemdeki çocuklarin düsünmeleri mantiksal
    kurallar içerir ve bu çocuklar bir önceki dönemin
    ben-merkezciliginden uzaklasmis olduklarindan
    baskalarinin düsünceleri olabilecegini tasavvur
    edebilir.

75
Somut Islemsel Dönem
  • Dünyanin biç çok ülkesinde çocuklarin bu dönemde
    okula gitmelerinin nedeni de bu dönemde
    gruplandirma, siniflandirma, kiyaslama, parçalar
    arasindaki iliskileri görme ve problem çözerken
    hem eldeki unsurlari hem de o durum hakkindaki
    eski bilgilerini birlestirebilirler.
  • Bu yetilerine bakarak çocuklarin düsünmelerinin
    üst düzeylere çiktigi yargisina varilmamali.

76
Somut Islemsel Dönem
  • Zira çocuklar ulus, kavram, olgu, onur, erdem,
    gibi terimlerde ifade edilen soyut anlamlari
    bilmezler.
  • Benzer sekilde, deyimler ve atasözlerindeki soyut
    anlatimi anlayamazlar.

77
Soyut Islemsel Dönem (11 Yas sonrasi)
  • Soyut problemleri mantiksal yollarla çözebilir.
    Izafi/göreli ve karsilastirmali düsünür.
  • Düsüncede tümdengelim kullanabilir ve mantiksal
    ayirimlar yapabilir.
  • Bu yas bireyler ideolojik sorunlarla ilgilenir ve
    kendi ahlaki anlayislarini gelistirme ugrasi
    içine girerler

78
Soyut Islemsel Dönem (11 Yas sonrasi)
  • Bilimsel yöntem problem çözme asamalarinda oldugu
    gibi sistematik düsünebilir. Toplumsal olaylara
    ilgisi artar, kim oldugunu sorgular.
  • Soyut düsünmenin önemli gerekliliklerinden biri
    varsayimsal düsünmedir

79
Soyut Islemsel Dönem (11 Yas sonrasi)
  • Ancak bu yetiyi kazanmis ögrencilere eger 1924
    yilinda Mustafa Kemal degil de Turgut Özal
    ülkenin basinda olsaydi, ne gibi tarihsel
    farkliliklar olurdu? diye soruldugunda mantiga
    uygun yanitlar alinabilir.
  • Bu gençler bir bütünü olusturan degiskenleri
    bütünden ayirip- tek tek ele alabilir, bu
    degisken yerine baska bir degisken oldugunda
    bütünün bundan nasil etkilenecegini tasavvur
    edebilir ve ele alinan parçalara dair çokça
    bilgiyi bir araya getirebilir.

80
Soyut Islemsel Dönem (11 Yas sonrasi)
  • Ergenlik çaginda çocuklarin varsayimsal
    düsünebilmesi kimlik gelisimi açisindan da
    önemlidir.
  • Çünkü gençler baska insanlarin kendilerini nasil
    gördüklerini zihinlerinde test edebilir ve
    kendilerinin degisik özelliklerini tek tek ele
    alip bu özelliklerde degisimlerin kendilerinin
    bütünlerine nasil yansiyacagini zihinlerinde
    canlandirabilirler

81
Soyut Islemsel Dönem (11 Yas sonrasi)
  • Yaygin olarak ergen ben-merkezciligi olarak
    nitelendirilen özellik de nitekim soyut
    düsünmenin bir ürünüdür.
  • Bu kavram ergenlerin sanki sahnedelermis de
    etraftaki herkes kendilerini izliyor olarak
    algilamalarini tasvir etmek kullanilir

82
Soyut Islemsel Dönem (11 Yas sonrasi)
  • Soyut düsünmenin olusmasi için hem olgunlasma hem
    de bu asamaya dek gerekli olan gelisimsel
    görevleri yerine getirmeyi kolaylastiracak
    derecede ögrenme yasantilari açisindan bir çevre
    gereklidir.
  • Soyut düsünme yetisini kazanmayi Piaget bireyin
    uyum saglama çabasinin bir ürünü olarak görür

83
Soyut Islemsel Dönem (11 Yas sonrasi)
  • Zira bilhassa çagdas dünyada yasayan bireylere
    somut islemsel dönem ve ya önceki dönemlere ait
    düsünme tarzlari yetmemektedir. Hatirda
    tutulmalidir ki, ergenlik çagindaki gençlerde
    soyut düsünme becerileri gelismis olmasaydi
    bugünkü egitimin geregi olan matematik, tarih,
    fizik, felsefe vb. birçok dersten basarili
    olmalari mümkün olmazdi.

84
Piagetye Getirilen Elestiriler ve Piaget Sonrasi
Arastirma Bulgulari
  • Piaget farkli kültürden örneklemlerle
    çalismamasina ragmen iddialarinin evrensel
    oldugunu iddia ederdi.
  • Sonraki uzmanlar Piagetnin kültürün etkilerini
    hesaba katmamis olmasini elestirdiler.
  • Yine kendisine getirilen en önemli elestirilerden
    bir tanesi her bir gelisimsel dönemi kati
    çizgiler halinde izah etmesiydi

85
Piagetye Getirilen Elestiriler ve Piaget Sonrasi
Arastirma Bulgulari
  • Piagetnin bilissel gelisimi ergenlik çagina
    kadar getirip-sonraki dönemlere deginmemis olmasi
    da yine kuramina getirilen elestirilerden
    biridir.
  • Piaget sonrasi yapilan arastirmalar gelisimsel
    degisimin seyrinin genel çizgileriyle Piagetnin
    ifade ettigi sira içinde vukuu buldugunu ifade
    eder

86
Piagetye Getirilen Elestiriler ve Piaget Sonrasi
Arastirma Bulgulari
  • Degisik kültürlerle yapilan çalismalar her bir
    dönem için belirtilen zaman araliklarinda kimi
    farklar olsa da gelisimsel siranin farkli
    kültürlerde de Piagetnin belirttigi sirayi
    izledigini bulmustur.
  • Yeni çalismalar, Piagetnin bulgularinin aksine,
    iki dönem arasindaki geçisin daha esnek, daha az
    bir keskinlikle ve bu geçis zamanlarinin her iki
    döneme ait özellikler tasidigi bulunmustur.

87
Piagetye Getirilen Elestiriler ve Piaget Sonrasi
Arastirma Bulgulari
  • Kisi ardisik iki dönemden Piagetnin
    düsündügünden daha fazla özellikler sergilemekle
    beraber, tipki Onun degindigi gibi içinde
    bulunulan dönemin özellikleri daha baskindir.
  • Baska bir ifadeyle, somut islemsel dönemdeki
    çocuklari islem öncesi dönemden de, soyut
    islemsel dönemden de özellikler tasir.

88
Piagetye Getirilen Elestiriler ve Piaget Sonrasi
Arastirma Bulgulari
  • Ancak Piagetnin ifade ettigi üzere baskin olarak
    somut islemsel dönemin özelliklerini tasirlar. Bu
    son bulgu duyusal-motor dönem için o kadar
    geçerli degildir.
  • Yani bu dönemde Piagetnin vurguladigi
    karakteristikler üzerinde evrensel bir fikir
    birligi vardir.
  • Bu dönem, digerlerine kiyasla bir sonraki döneme
    ait daha az benzerlikler içerir

89
Piaget Elestirisi
  • Hatirlanmalidir ki, gelisimsel özellikler yasamin
    ilk 1-2 yilinda biyolojik dinamiklerin baskin
    etkisi altindadirlar.
  • Bu nedenle de, sonraki dönemlere kiyasla bu ilk
    zamanlardaki gelisimsel daha az kültürel
    varyasyon gösterirler.
  • Bunun nedeni de biyolojinin kültüre kiyasla daha
    evrensel olmasindandir.

90
Piaget Sonrasi
  • 1980 ve 90larda çocuklarin baskalarinin bakis
    açilarinin alma (perspective taking) kapasiteleri
    ile arastirmalarla yogundu.
  • Bu arastirmacilar siklikla çocuklarin akil
    teorisi (theory of mind) gelistirdikleri ve bu
    vesileyle hem kendi düsünüsleriyle hem de
    baskalarinin nasil düsündükleri ile ilgili bilgi
    ve semalar gelistirdiklerinden bahseder ve buna
    dair arastirmalar yaptilar.

91
Piaget Sonrasi
  • Bu arastirmalarin basinda Heinz Wimmer ve Josef
    Perner gelir.
  • Bu arastirmalar Maxinin Çikolata Testi (the Maxi
    Chocolate Task) adini verdikleri bir hikâye
    anlatirlar çocuklara.
  • Hikâyeye göre Maxi adinda bir çocuk mutfak
    tezgâhinin üzerine çikolatasini koyar ve kosarak
    disari oynamaya gider.

92
Piaget Sonrasi
  • Maxi disarida oynarken, annesi mutfaktaki
    islerinden dolayi Maxinin çikolatasini kaldirir
    mutfak masasina koyar.
  • Maxi oyundan geri döndügünde çikolatasini ister.
  • Wimmer ve Perner (1983) deneylerine katilan
    degisik yas gruplarindan çocuklara Maxi mutfaga
    döndügünde çikolatasini nerede arar? diye sorar.

93
Piaget Sonrasi
  • Üç yasindaki çocuklarin çogu Maxinin çikolatayi
    mutfak masasinda arayacagini söyler.
  • Buna karsin 4 yasindaki çocuklarin çogu ve 5
    yasindaki çocuklarin neredeyse hepsi Maxinin
    çikolatayi mutfak tezgâhinin üzerinde arayacagini
    çünkü annesinin çikolatanin yerini degistirdigini
    bilmez diye yanit verirler

94
Piaget Sonrasi
  • Bu bulgular Piagetnin 6-8 yas çocuklarda olusan
    aklin teorisi fikrinin daha önce de olustuguna
    isarettirler.
  • Dolayisiyla 5 yasinda çocuklarin baska bir
    insanin yerine kendilerini koyabileceklerine de
    isaret etmektedirler.
  • Yeni bulgular çocuklarin Piagetnin ifade
    ettiginden daha fazla ileri dönemlere ait
    özellikler tasidiklarini vurgular ( Renner,
    Stafford, Lawson, McKinnon, Friot Kellogg,
    1976).

95
Piaget Sonrasi
  • Kimi arastirmalar lise son sinif ögrencilerinin
    ancak 30-35nin soyut islemsel döneminin
    özelliklerini tasidiklarini bulmustur (Kuhn,
    Langer, Kohlberg Haan, 1977).
  • Öte yandan Piaget çocuklarin 11 yasindan sonra
    çogunlugunun soyut islemsel geçmelerini
    öngörmüstü

96
Piaget Sonrasi
  • Bu, bir yandan Piagetnin metodolojisindeki
    sinirliliklardan kaynaklanabilecekken öte yandan
    da simdiki çocuklarin Piagetnin
    zamanindakilerden farkli olabilecegi-
  • Yani daha da hizli gelisimse degisimler
    göstermelerine vesile olan- ögrenme için daha
    zengin çevrelerde yasiyor olduklarinin da
    belirtisi olabilir

97
Piaget Sonrasi
  • Kisacasi, bu bulgular, gelisimsel dönem fikrinin
    daha esnek bir sekilde yorumlanmasi gerektigini
    gösteriyor ancak Piagetden beri yapilan
    çalismalar Onun teorisini temel anlamda
    dogrulamistirlar.
  • Çogu çagdas bilim insanlari Piagetnin ergenligin
    ötesinde gelisime deginmedigi için elestirir.
  • Sirf Piagetnin kuramini kullanarak psikolojinin
    Yunus Emre, Mevlana, Dali Lama gibi bilgelerle
    siradan ama soyut islem yapan birey arasinda
    bilissel anlamda nasil bir fark vardir ve bu
    farka ne tür evrelerden geçerek olusabilecegine
    yanit verilmez

98
Piaget Sonrasi
  • Çagdas bilissel psikolojide ele alinan elestirel
    düsünceyi arastiran bilim insanlari kimi durum ya
    da önermeleri nasil ele alip-degerlendirdigimize
    bakarken, yaratici düsünmeyi inceleyenler
    normalim disinda-yani farkli olarak nasil
    durumlara- olaylara alternatif/özgün bakis
    açilari üretebildigimizi incelerler

99
Piaget Sonrasi
  • Yine kimileri bilissel dünyamizi incelemede her
    bir kiside baskin olarak ya tek yanit bulmaya
    (convergent thinking) dair egilimin ya da var
    olan olay ve fikirleri daha da çogaltarak ele
    alan ayrik düsünme (divergent thinking) hakim
    oldugunu ifade ederler.

100
Piaget Sonrasi
  • Buna benzer bir siniflandirmayi sag-ve ya sol
    beyin yarim kürelerinin hangisinin agirlikli
    kullanildigina göre sag beyin agirlik düsünme ya
    da sol beyin agirlikli düsünme olarak
    tanimlarlar.
  • Sag beyin agirlikli düsünme daha yaratici ve
    sanatsal bir düsünüs seklidir ve ayriksi
    düsünmeye paraleldir.
  • Sol beyin agirlikli düsünme ise var olan
    verilerden yola çikarak çabuk ve tereddüt etmeden
    giderek tek yanita ulasmada bir zorluk çekmezler

101
Piaget Sonrasi
  • Mesela, bu grup çoktan seçmeli sinavlarda ayriksi
    düsünen bireylere göre daha az bir oranda
    seçenekler arasinda tereddüt yasar.
  • Oysa ayriksi düsünen bireyler bakis açisina
    birden seçenegin de dogru olabilecegini
    düsünürler.
  • Geleneksel toplumlarda bireyselligin önemli
    oldugu kültürlere kiyasla ayriksi düsünme pek
    tesvik edilmez ve böyle düsünmekle bireylerin
    kararsiz-ne istedigini bilmeyen bireyler
    olduklarini ifade ederler.

102
Piaget Sonrasi
  • Piaget sonrasi bakis açilardan bir tanesi Amerika
    Birlesik Devletlerinin Harvard Üniversitesi-
    Gelisim Çalismalari Laboratuarindan gelir.
  • Bu merkezde yillardir bebeklerle arastirmalar
    yapan Elizabeth Spelke kendisinden önce Robert
    Fanz tarafindan kullanilan seçici bakma
    (preferential looking) adi verilen bir teknigi
    kullanarak bebeklerin zihinsel kapasitelerini
    incelemektedir.

103
Piaget Sonrasi
  • Spelke Piaget aksine nesne devamliligin temel bir
    düzeyde bebeklerde var oldugunu ifade eder.
  • Dahasi, Spelke, bebeklerin kati cisimlerden
    geçilmeyecegi (örnek duvarin içinden yan odaya
    geçme) gibi kimi temel doga kanunlarina dair bir
    farkindalikla dogduklarini ileri sürer

104
Piaget Sonrasi
  • Yine bu arastirmaciya göre bebekler temel
    geometrik bilgiler tasidiklarini ve kendilerini
    uzayda (alanda) nasil yönlendireceklerine dair
    bir farkindaliga sahiptirler.
  • Kisacasi, bu anlayisa göre bebekler Piagetnin
    ifade ettiklerinden daha çok temel kimi
    bilgilere sahip olduklarini arastirmalariyla
    ele alir.
  • Dahasi bebeklerin kimi çok temel bilgileri
    ögrenmeden dogustan tasidiklarini ifade eder.

105
Piaget Sonrasi
  • Spelkeün çalismalari ve bu çalismalara iliskin
    tartismalar günümüzde olanca yogunluguyla devam
    etmekte.
  • Robert Campbell (2006) gibi kimi psikologlar
    Piagetnin felsefi alt yapisinin 1900lü yillarin
    ilk çeyreginden kalma oldugunu ve dolayisiyla da
    çagdas felsefenin birikiminden uzak
  • Aristocu bir yaklasim arz ettigi yönünde
    elestirirler

106
Piaget Sonrasi
  • Kimi yani arastirmacilar insan zihnini
    bilgisayarlara benzer bir çalisma usulü olan-bir
    bilgi isleme sistemi olarak görür.
  • Ancak bu sistem her an çevreyle aktif bir
    etkilesim içinde olan bir isleyis içindedir.
    Islenen bilgi hem içsel hem de dissal bilgidir.

107
Piaget Sonrasi
  • Bu bakis açisina göre zihinsel anlamda yol kat
    etmek (gelismek) su unsurlari içerir
  • Giderek artan kapasitede isleyen bellek
    gelistirme
  • Daha hizli bilgiyi isleme kapasitesi
  • Yeni yöntem (algoritmalar) kurma-gelistirme
  • Daha fazla düzeyde kaydedilmis bilgi

108
Piaget Sonrasi
  • Bir diger bakis açisi bilissel gelisim gibi genis
    bir alani tümel olarak incelemektense teker teker
    becerileri ya da beceri alanlarini incelemenin
    bilimsel olarak daha islevsel olacagi ve daha
    elle tutulur bilgiler saglayacagi kanisindadir.

109
LEV SEMENOVICH VYGOTSKY
  • Vygotsky Marksist bir Rus psikologdu.
  • Piagetnin insan gelisimine bakis açisini sosyal
    ve kültürel baglami (context) hesaba katmadigini
    vurgulayarak elestirdi.
  • Vygotsky 38 yasinda ölmüstür.
  • Bu kisa yasamina ragmen insan gelisimine
    anlamamiz yönündeki katkilari azimsanacak gibi
    degildir.

110
VYGOTSKY
  • Insanlarin üst düzeyde zihinsel fonksiyonlara
    sahip oluslarinin kaynagini sorgulamistir.
  • Bu kaynagin insanlarin içinde yasadiklari
    sosyo-kültürel yapi/baglam oldugunu düsünmüstür.
  • Daha spesifik olarak bu kaynagin sosyal süreç
    oldugu sonucuna varmistir.
  • Bireyin bilissel gelisimini kisisel bir çaba
    olarak yani bireysel psikoloji bakis açisiyla
    degil, bireyi toplum-içindeki-birey olarak
    algilamistir.

111
VYGOTSKY
  • Vygotskye göre sosyal süreçler giderek zihinsel
    süreçlere dönüsürler.
  • Vygotsky Piagetnin önerdigi dengeleme vb. gibi
    süreçlerin hiçbirinin tek basina zihinsel
    gelisimi açiklayamayacagi kanisindadir.
  • Vygotskye göre insan davranisi dogal kosullar
    atlinda gözlenmelidir.
  • Degisik türler arasinda kiyaslar yapilmalidir.

112
VYGOTSKY
  • Tarihsel kosullar gelisim üzerinde önemli etkiye
    sahiptirler.
  • Bilimsel incelemenin konusu birey degil, bireyin
    sosyokültürel baglam içindeki etkilesimleridir
    fikrindedir.
  • Gelisim bir sosyallesme süreci degil, sosyal
    etkilesimlerin zihinsel süreçlere
    çevrilmesi/dönüstürülmesidir.
  • Çocugun kültürel gelisiminde her fonksiyon iki
    kez vukuu bulur ilkin sosyal olarak çocuk ve
    çevresi arasinda- sonra çocugun zihninde

113
VYGOTSKY
  • Bu anlamda bütün üst seviyedeki zihinsel
    süreçlerin orijinleri kisiler arasi iliskilerdir.
  • Kisiler arasi etkilesimler çocugun zihnindeki
    tartisma ve degerlendirmelere dönüstürülür.
  • Bu dis dünya ve bireyin zihni arasindaki bagi
    Vygotskynin deyimiyle araç ve isaretler saglar.

114
VYGOTSKY
  • Vygotskye göre çocuklar kendi kendilerine
    konusurken (self-talk) bunu Piagetnin zannettigi
    gibi benmerkezci olduklari için degil, bunu kendi
    düsünüslerini düzenlemek için yaparlar.
  • Çocuklar büyüdükçe bu kendi kendiyle sesli
    konusma fisildamaya, sonra sessiz dudak
    hareketlerine dönüsür

115
VYGOTSKY
  • Daha sonra da bu konusma tümden içsel bir sekilde
    olur. 4-7 yaslarinda kendiyle konusma en yüksek
    seviyeye ulasir ve 9 yasina dogru içsel düzeye
    ulasir.
  • Ancak bu tür süreçler daha zeki çocuklarda daha
    erken/hizli olur.
  • Vygotskye göre kendi kendine konusmanin sessiz
    bir sekle gelmesi bilissel gelisim açisindan çok
    önemlidir.

116
VYGOTSKY
  • Yani bunu yapabilen kisi kendi zihninde daha
    hizli ve daha kolay ve daha ustalasmis bir tarzda
    bilissel islemler yapabilmektedir.
  • Bu yüzdendir ki biz yetiskinler zor durumdayken
    daha sesli bir sekilde düsünürüz çünkü zor
    durumdayken insanlar daha çok gelisimsel olarak
    eski (geri) basamaklara has davranislara
    gerileyebilmektedir (regression).

117
VYGOTSKY
  • Vygotskye göre dil bilissel gelisimin
    vazgeçilmez bir parçasidir.
  • Dil ise takdir edilecegi üzere sosyal yasamin bir
    geregi ve sonucudur.
  • Vygotsky dilin bilissel gelisime katkisini da
    nitekim sosyal baglamin katkilari arasinda sayar.
  • Bugün de bilinmektedir ki, dil açisindan zengin
    çevre kosullarinda yasamak bilissel gelisime
    manidar katkilar yapar.

118
VYGOTSKY
  • Içsel konusmanin araci oldugundan, kisinin soru
    sormasina, fikirler üretmesine, düsünmeye araç
    olan kavram ve kategorileri saglamakla dil
    bilissel gelisimde temel bir önem arz eder.
  • Vygotskye göre dilin önemi ayrica dilin sosyal
    etkilesimin temel araci olmasindan da
    kaynaklanir.
  • Vygotsky kisinin gelisiminde kisiyi tek basina
    ele almamaktadir.

119
Yakinsal/yaklasik Gelisim Alan (the zone of
proximal development)
  • Mesela bebekle konusmanin yani sira, bebegin
    çevresinde birbirleriyle konusmak suretiyle de
    kisiler çocugun gelisimini etkilerler- bu etkide
    araç yine dildir.
  • Yakinsal/yaklasik gelisim alan (the zone of
    proximal development) kavrami Vygotskynin en
    temel kavramlarindandir.
  • Vygotskye göre gelisim her zaman daha karmasiga
    dogru giden bir hiyerarsi arz ettiginden,
    çocuklar kendilerinin hemen önündeki esikleri
    asmak için rehberlige ihtiyaç duyarlar

120
Yakinsal/yaklasik gelisim alan (the zone of
proximal development)
  • Burada sözü edilen alan çocugun tek basina
    beceremeyecegi ama bir baskasinin az bir
    yardimiyla bas edebilecegi becerilere iliskin
    gelismeye açik alan kastedilir.
  • Vygotsky çocuklarin gelisiminde sadece
    yetiskinlerin degis diger çocuklarin da önemli
    oldugunu vugurlamistir (birbirlerine örnek teskil
    etme ve rehberlik etmekle).

121
Yakinsal/yaklasik gelisim alan (the zone of
proximal development)
  • Yakinsal/ yaklasik gelisim alani denen alan,
    egitimin ve ebeveynlerin gelisime katkida
    bulunmak anlaminda kullanabilecekleri alandir.
  • Vygotskye göre kisiler ve gruplar beraberce
    hatirlayabilir ve problem çözebilirler.

122
Yakinsal/yaklasik gelisim alan (the zone of
proximal development)
  • Mesela oyuncagini kaybetmis bir çocugun babasi
    tekrar tekrar sorular sorar ve en son çocuk
    oyuncagin arabada unutuldugu sonucuna bu sayede
    varabilir bu da tipki içsel diyalog gibi
    digerleriyle diyalogun da düsünme ve problem
    çözme gibi bilissel islemlerde önemli araç
    oldugunu gösterir

123
Yakinsal/yaklasik gelisim alan (the zone of
proximal development)
  • Mesela bu oyuncagin yerini bulma örneginde
    oyuncagi kim buldu?
  • Sorusunun yaniti tek basina çocuk ya da tek
    basina baba degildir- cevap ikisi beraber
    buldular.
  • Böyle bir yasantidan sonra çocugun ayni problem
    çözme yöntemini ondan sonraki benzeri durumlarda
    kullanmasi olasidir.
  • Vygotskye göre gelisimin amaci kisinin düsünsel
    süreçlerinde giderek özerklesmesi-özgürlesmesidir.

124
YETISKIN BILISSEL GELISIMI
  • Yetiskin zihinsel gelisimine dair arastirmalarin
    birçogu üniversite ögrencileriyle yapilmistir
    (Baxter Magolda, 1992 Kegan, 1982 Perry, 1970,
    1981).
  • Bunun yani sira sadece kadinlarla çalisip-
    kadinlarin zihinsel isleyislerini ve yasami nasil
    anlamlandirdiklarina dair çalismalar da mevcuttur
    (Belenky ve ark. 1986).

125
William Perry
  • Yetiskin bilissel gelisimi ile ilgili ilk
    çalismalardan biri Harvard Üniversitesinden
    William Perry (1970, 1981) tarafindan
    gelistirildi. William G. Perry, Jr., bir grup
    Harvard Üniversitesi ögrencisiyle üniversite
    egitimleri boyunca detayli görüsmeler yaparak,
    ögrencilerin nasil düsündüklerini ve ne gibi akil
    yürütme tarzlarina sahip olduklarini tespit
    etmeye çalisti.

126
William Perry
  • Perry bunu yaparken epistemolojik sorular sordu.
  • Ögrencilerin hakikatin ne oldugu, bir seyin
    hakikati temsil edip etmedigini nereden
    bilebileceklerini, bilgi nereden elde edilir gibi
    sorular sormustur.
  • Perry ilk çalismasindan (1970) sonra ayni
    üniversitede çalismalarini tekrarladi (1981) ve
    benzer sonuçlar elde etti

127
William Perry
  • Perry, Harvard Üniversitesinde okuyan erkek
    ögrencilerle çalismis ve üniversite egitiminin ve
    yasantisinin ögrencilerde bilissel olarak nasil
    degisikliklere vesile oldugunu bulmaya çalisti.
  • Perrynin çalismasi bu alanda öncü bir
    çalismadir.
  • Ancak sadece erkeklerle çalismis olmakla önemli
    elestiriler almistir

128
William Perry
  • Asagida Perrynin tespit ettigi sira ile
    ögrencilerin önemli bir kisminda meydana gelen
    düsünsel degisimlerin seyri betimlenmektedir.
  • Sunu hatirlatmakta yarar vardir Perry de dahil
    olmak üzere üniversite ögrencilerinin düsünsel
    gelisimi üzerinde çalisan uzmanlar (örnek
    Chickerin Reisser, 1993) bu gelisimsel sürecin
    çagdas üniversitelerde ve bu üniversitelerdeki
    fikirsel, demografik (örnegin ögrenci ve ögretim
    kadrosu) ve akademik iklimdeki çesitlilik
    kosullarinda meydana geldigini özellikler
    vurgularlar.

129
William Perry
  • Arastirmacilar sözü edilen gelisimsel
    degisimlerin üniversitenin düsünce özgürlügü
    ortaminda ve gerek akademik kadrosunun gerekse
    ögrenci kitlesinin çesitlilik arz etmesi ve de bu
    çesitliligi kabul ve tesvik edildigi bu günün
    çagdas üniversite ortaminin sagladigi yasantilar
    sayesinde oldugu kanisindadir.

130
William Perry
  • Perry ve sonrasi modeller bireylerin nasil
    dogru-yanlis (ak-kara) gibi daha basit düsünüs
    tarzindan daha kapsayici, çesitliligi hesaba
    katar bir karmasikliga dogru düsünmeye dogru yol
    aldiklarina bakarlar.
  • Bu bakis açisi yine gelisimin basitten karmasiga
    dogru oldugu ilkesine bir örnektir.
  • Bu kuramlarda daha karmasik düsünmenin ölçüsü
    bireyin düsünüsünün ne kadar toplum ve dogadaki
    karmasiklik ve çesitlilige denk düstügüdür.

131
Perrynin Epistemolojik Pozisyonlari
  • 1. Pozisyon Temel Ikilemcilik (Dualism)
  • Temel kani "her sey ya dogru ya da yanlistir-ak
    ya da karadir" bunun arasi yoktur.
  • Bu asamadaki kisiler için bilgi mutlaktir.
  • Üniversite ögrencisi dersi anlatan hocasini
    otorite olarak görür ve ögrencilere dogru
    yanitlari vermekten sorumlu kisi olarak görürler.
  • Eger dogru yanitlari veremiyorsa o zaman kötü
    hocadir

132
Pozisyon Temel Ikilemcilik (Dualism)
  • Bu pozisyondaki ögrenciler, çaliskanlik ve
    uysalligin nihayetinde basariyi getirecektir
    düsüncesine sahiptirler.
  • Bilginin kaynagi otoritedir ve ondan sapmak
    yanlistir.
  • Bu pozisyonla bagdasmayan ögeler yasamak ve
    gözlemlemek kisiyi bu pozisyondayken degisim ve
    ilerleme kat etmesine ve bir sonraki asamaya
    geçisinde temel kaynak teskil eder (ikinci
    pozisyon).

133
Pozisyon Temel Ikilemcilik (Dualism)
  • Kisacasi, ögrenci bu her seyi mutlak algilayisina
    uymayan yasantilar biriktirir.
  • Örnegin, daha önce Arap insanlara karsi önyargisi
    olmusken, sinifinda bulunan Lübnanli bir
    ögrenciyi tanimak suretiyle bu algilayisinin
    eksikliginin farkinda olur.
  • Çagdas üniversitenin bireyin kalip yargilarini
    zorladigi bir ortam olmasinin neticesinde ögrenci
    eski semalarini sorgular duruma gelir ve ak ile
    kara arasinda baska renkler oldugunun farkina
    varmakla bir sonraki asamaya geçer.

134
Çogulculuk (Multiplicity)
  • ("Herkes kendince dogrudur.")
  • Çoklu bakis açilarinin varligini fark eder
  • Her bir bakis açisini yeteri kadar
    degerlendirecek durumda degildir henüz.
  • Bir fikri ötekine üstün ne kilar?
  • Buna iliskin ölçütleri henüz mevcut degildir.

135
Görelilik (Relativism)
  • ("Aslinda herkesin kendince bir fikri var ve bu
    fikirlerin her biri de pekâlâ dogru olabilir.")
  • Insan bilgisi baglamsaldir yani durum ve
    kosullara göre degisir. Bilginin dogruluk ve ya
    yanlisligi söz konusu degildir.
  • Birey kendi düsünce ve deger yargilarina disardan
    ve objektif bakip-inceleyecek bir durumdadir.
  • Bilgi ve hakikat kisilerin yasantilariyla göreli
    olarak sahistan sâhisa degisir.

136
Görelilikte Kalicilik (Commitment to Relativism)
  • ("Kimi fikirlerin dogruluk payi ötekilere göre
    daha güçlüdür. Kisi bir fikri ele alirken
    iddialari ve kendilerini destekleyene kanitlari
    ve diger kosullari dikkatlice ele alarak
    degerlendirilir.")
  • Çogulcu bir dünyada kendi yerini belirleme
    sorumlulugunu üstlenir. Bunu yapmakla genç
    yetiskinlikte kendine ergenlikte edinilenden daha
    ayagi yere basar bir kimlik de edinmis olur.
  • Hayatina dair gelistirdigi amaçlar dogrultusunda
    bu çogulcu dünyada kendince seçimler yaptiginin
    ve bu seçimlerin baskalarininkilere kiyasla daha
    iyi ya da kötü olmaktansa sadece kendisine
    bilebildigi kadariyla en uygun seçenekler
    oldugunda

137
Kadinlarda Düsünüs Tarzlari
  • Psikolojide kadin meselesi feminizmin 1960larda
    güçlenmesiyle yer yer dile getirildiyse de en
    etkili ses 1982 yilinda Amerika Birlesik
    Devletlerinin Harvard Üniversitesi ögretim
    elemanlarindan Carol Gilligandan geldi (1982).
  • Gilligan onyillarca ahlak gelisiminde otorite
    olan Kohlbergün yüksek lisans ögrencisiydi.

138
Ses ve Kadin
  • Gilligan ve sonraki arastirmacilar ses kisiyi
    yansitan onun kimligini sosyal arenada ortaya
    koyan bir ayirt edici özelliktir diye düsünürler.
  • Farkli Bir Sesten (In a different voice) adli
    kitabinda psikoloji biliminin arastirmalarinin
    erkeklerle yapilan çalismalardan elde edilen
    verilere dayanmalarina karsin bu bulgularin
    herkese (kadinlara da) genellenmesine itiraz etti.

139
Ses ve Kadin
  • Gilligan ayni zamanda ahlak gelisimi konusunda
    hocasi Kohlbergü sert bir sekilde elestirdi.
  • Gilligan ile baslayan bu yeni sese Belenky ve
    arkadaslari (1986) kadinlarin düsünüs sekillerini
    incelediler.
  • Gilligan gibi bu arastirmacilar da kadinlarin
    evrensel olarak erkeklerin adalet kaygilarinin
    ötesinde insanlararasi iliskileri önemsediklerini
    vurgularlar.

140
Kendi ve Ötekilerin Ihtiyaçlari
  • Bu nedenledir ki, kadinlarin kisilik gelisiminde
    ve dolayisiyla dünyayi anlamlandirmalarinda temel
    zorlugun (dilemma) onlarin iliskileri
    önemseyisleriyle kendi bireysellikleri arasindaki
    diyalektik dengedir.
  • Bu yazarlar, kadinlarin erkeklerden farkli olarak
    kendi gelisimlerinde, kendi ihtiyaçlari ile
    baskalarinin ihtiyaçlari arasinda tercihler
    yapmak zorunda hissettiklerini savunurlar.

141
Belenky ve Arkadaslari
  • Belenky ve arkadaslari ABDde 135 tane kadinla
    uzun saatler süren görüsmeleri sonucunda
    yazdiklari Kadinlarin bilme yollari Benlik, ses
    ve aklin gelisimi (Women's ways of knowing The
    Development of self, voice, and mind) adli
    kitapta kadinlarin kendilerine has yasami
    anlamlandirma tarzlarini incelediler

142
Kadinlarin Düsünme Tarzlari
  • Arastirmaya konu olan kadinlarin demografik
    özellikleri çesitlilik arz eder.
  • Aralarinda kirsal/kentsel, okumamis, ergenlik
    çaginda çocuklari olanlar, üniversitede ögretim
    üyesi olanlar, vb. toplumun muhtelif
    kesimlerinden kadinlarla çalisilmistir.

143
Kadinlarin Düsünme Tarzlari
  • Arastirmaya katilan kadinlarin yaslari 14 ile 60
    arasinda degismektedir.
  • Belenky ve arkadaslari Perrynin sorduklarina
    benzer (ayni degil) epistemolojik sorular
    sormuslardir kadinlara.

144
Kadinlarin Düsünme Tarzlari
  • Sorduklari sorulardan bir kismi sunlardir
  • Hakikate nedir?
  • Otorite nedir? Birinin (bir seyin) otorite
    olduguna kanit nedir?
  • Bildiklerimizi nasil biliriz? Son yillari
    düsündügünüzde sizin gelisim ve degisiminize
    katkida bulunan etmenler arasinda hangileri
    özellikle akla gelmektedir?

145
Kadinlarin Düsünme Tarzlari
  • Bu tür sorulari, benlik imaji, iliskileri, egitim
    ve ögrenme, kisisel gelisimleri ve etik sorular
    izlemistir.
  • Kadinlarin bu sorulara verdikleri cevaplardan 5
    tane epistemolojik bakis açisi saptanmistir.
  • Belenky ve arkadaslarini bu kategorileri
    ardisiklik arz eden bir sira olarak
    sunmamislardir. Sadece olani tespit etmeye
    çalismislardir.

146
Kadinlarin Düsünme Tarzlari
  • Baska bir deyisle, bu düsünüs sekillerinin
    birbirlerinin ardi sira gelen bir hiyerarsi arz
    ettikleri düsünülmemelidir.
  • Bu arastirmacilar kategorileri siralarken
    basitten karmasiga dogru bir siralama
    yapmislardir.
  • Belenky ve arkadaslari insanlarin nasil olup da
    bir düsünüs tarzindan ötekine geçis yaptiklarini,
    ya da bulunduklari asama/döneme nasil
    ulastiklarina dair fikir belirtmemislerdir.

147
Kadinlarin Düsünme Tarzlari
  • Bu arastirmacilarin bulduklari düsünüs tarzlari
    genel olarak Perrynin dönemlerine paralellik
    göstermekle beraber önemli farklar da tasirlar

148
Bilmenin Bes Yolu
  • Sessizlik (Silence) Dissal otoriteye tümden
    baglilik
  • Edinilmis Bilgi (Received Knowledge) Dualizm
    hâkimdir, bilgiye sahip kisiler dikkatle
    dinlenerek dogru bilgi elde edilebilir
  • Subjektif Bilgi (Subjective Knowledge) Bilgi
    kisiseldir
  • Yasantisal Bilgi (Procedural Knowledge) Aslolan
    bilgiyi edinmenin yoludur.
  • Yapilandirilmis Bilgi (Constructed Knowledge)
    Bilgi baglamsaldir. Bilgiyi (hakikati) edinmek
    hem kisisel hem de objektif yollarla olur

149
Sessizlik (Silence)
  • Baskalarina bagimlilik ve körü-körüne itaatkârlik
    ve pasiflik ifade ederler.
  • Örneklemdeki en fakir, en genç ve en egitimsiz
    kadinlarin düsünüs tarzi olarak dikkati
    çekmistir.
  • Kelimeleri ve dili ürkücü ve baskalarinin
    kendilerini cezalandirma amaciyla kullandiklari
    araçlar olarak algilarlar

150
Sessizlik (Silence)
  • Düsünüsleri simdi ve burada ve de çevrelerindeki
    somut gerçege dairdir. Her sey ak ya da karadir.
Write a Comment
User Comments (0)
About PowerShow.com